Öglena Sünneti Nedir? Bu Sünnete ittiba Neden Gerekli?
Ögel yada Öcal Ana Sünneti Nedir? Bu Sünnete ittiba Neden Gerekli?
Ögel yada Öcal Ana Sünneti
Merhaba dostlar bir makalede daha beraberiz
Dünyamız Güneşle birlikte galaksimizin ana Yıldızı etrafında bir tur
atmasına "asır" ya da "Yüzyıl" diyoruz zaman birimi olaraktan. işte
aynen bizim yengeç dönencesi ve oğlak dönencesi gibi, birisi horizontal,
birisi de vertikal hareketimizin olması sebebiyle, işte güneşimiz de
dünyamız ve diğer gezegenleri, galaksinin ana Yıldızı etrafında, bir
vertikal, Bir de horizontal olaraktan Tur attırır. işte bunu
anlatmıştık, U dönüşü olan bir virajda, sağdan gitme kuralı olan, trafik
yasası olan bir ülkede, sağdan giderken, U dönüşü yapıp geri
döndüğümüzde, sağımız sol, solumuz sağ olacaktır, işte ana yıldızın
etrafından dönüp, aynen yazdan Sonbahara, veyahut da kıştan ilkbahara
dönüş olan, Dönence zamanlarında, yahut da 21 Aralık gibi ve 21 Haziran,
veyahut da 23 Eylül 21 Mart gibi, Ekinoks veya dönencelerin olduğu
zamanlarda, bizim sistemimizde, Dünyamız güneşin etrafından dönüp,
sırtını dönüp geri gitmekte, veyahut dünya güneşe doğru yaklaşmakta
veya uzaklaşmakta, işte bu Dönence ve Ekinoks zamanlarından birisinde
hareket yaklaşaraktan, güneşe doğru birisinde ise uzaklaşaraktan ve
genişleyerekten, güneşe sırtını dönüp Karanlığa doğru hareket vardır.
birisinde Havalar soğur, birisinde havalar ısınır, işte aynı sistem,
bütün Yıldız sistemlerinde mevcuttur, çekim kuvvetine göre, yıldızın
çekim kuvvetine göre, gezegenleri ve uyduları o şekilde kendi haznesinde
tutup, kendisiyle birlikte, ana galaksinin etrafında tur atarlar, ve
bu nebulanin, gaz kütlesi şeklinde görülen, uzaktan baktığımızda Nebula
dediğimiz, gaz kütlesi sandığımız bir görsel oluşturur, Halbuki o
yaklaştığımızda, daha büyük bir teleskopla baktığımızda, içinde
yıldızlardan oluşmuş sistemlerin hareketinden dolayı, öyle bir görsel
oluştuğunu anlayabiliriz, ama çok büyük teleskoplar lazım ki, Görüntüyü
büyütebilelim, ve oradaki yıldızların ve gezegenlerin bize gönderdiği
sinyalleri algılayabilelim. işte her Yüzyıl bizim sistemimizdeki
güneşimizin galaksinin ana yıldızının etrafındaki dönüşü, Asır veya
Yüzyıl olaraktan tarif ediliyor ki, bunun da İslam kaynaklarından
delili, Peygamberimiz Her yüzyılda, yani her asır da dini yenileyici bir
müceddidii Allah dünyaya gönderir, buyuruyor hadisi şerifte. işte
buradaki her Yüzyıl yani Asır, işte ümmeti necat'ın imamı olan kimsedir o
müceddit olan kimse, dindeki kaymaları ve bozulmaları düzeltip, veyahut
da gündeme göre yeni gelişen teknolojiye ve ahlaka uygun fetvalar ve
Allah'ın kurallarına ve insanlığa faydalı olacaktan gerekli kuralları ve
yaşama tarzını ve ahlakını geliştiren kimselerdir Bu kimseler. ve bu
kimselere uyulduğu takdirde, işte ümmeti Necat, yani kurtulanlar ümmeti,
yahut da kurtulanlar milleti veya grubu denilen, o zamanın turun sonu
olan yok oluşundan ve helakında geriye kalan, geriye sağlam kalan
kimselerin oluşturduğu gruba verilen isim "ümmeti necat"tır. işte o da,
zamanın imamına uymakla olabilecek, ve kurtuluşa erebilecek kimseler
demektir, ve o zaman her Kutup taklasında, İşte bu U dönüşünü, bunu
"Kutup taklası" olaraktan dile getiriyoruz bizler bugün, çünkü dedim ya U
dönüşü yaptığımız zaman sağlar sol, sol lar da sağ olacaktır. bu Aynen
dünyaya gelen çocuğun anne karnında doğmadan önce kafası aşağı gelecek
şekilde takla atmasını andırır. işte bu galaksideki de aynen öyle,
yaratıldığında takla atabilen çocuklar normal dediğimiz çocuklardır,
takla atması gerektiğini bilemeyen, ve Ayakları Üstünde dünyaya gelmeye
çalışan çocuklar ise, sisteme ters olan ocuklar, yani galaksimizde iki
tane yıldız vardır sisteme ters (Neptün ve Venüs) Bu da galaksimizde iki
tane dönüş vardır, Ekinoks ve Dönence şeklinde her ikisinde de iki ayrı
Kutupta hareket eder Dünyamız güneşin etrafında, birisinde dediğimiz
gibi uzaklaşaraktan genişleyerekten birisinde yaklaşaraktan ve
daralaraktan hareket eder elipsel yörüngesinde işte buradaki U dönüşü
yaptığında sağlar sol sollar sağ olacaktır bu iki gezegen de bize
dönmemiz gereken yere geldigmizde bizim artik geri dönememiz gerektiğini
bildiren yada sağlayan iki ters dönen gezegen, bu demek olur ki,
dünyamız o menzile varınca geri döndüren çarkdır, kuran da raad suresi
diye isimlendirilir Bunun ismi. Bizler de "Kutup taklası" tarifini
böyle yapıyoruz, ve bu yengeç dönencesi Horizontal bir hareket olduğu
için galaksimizde, 21 mart, güneşe dikey bir hareket olduğu için, bunda
her turda bir defa vertikal yükselme meydana gelir, ve onca galaksi
üstümüzdedir, aslında gökyüzüne baktığımızda, Bütün yıldızları biz sanki
üstümüzde gibi görüyoruz, fakat hayır öyle değil, Çünkü Dünyanın
yuvarlak olması sebebiyle, Afrika'dan bakan birisinin Gökyüzüne bakış
yönüyle, Rusya'dan bakan birisinin gökyüzüne bakış yönü aynı olmadığı
gibi, birisi yukarıya birisi aşağıya baktığı için, Onun üst dediği
Yukarısı dediği yer, Rusya'nın altında kaldı,ve afrika'dakinin üst
dediği Yukarısı dediği yerde Rusya'nın altında, ikisi ters kutuplu
olaraktan, birisi öbürünün altında, birisi üstünde şeklinde bir bakış
açısı vardır. O yüzden işte bu vertikal hareket veya horizontal
hareketle, işte Yukarısı dediğimiz yer yani, vertikal yükselme yaparken
ki gökyüzü olaraktan gördüğümüz yerdeki, ana Kutup yıldızı, galaksimizi
devir ettiren bir kara delik şeklindedir. Bir nevi manevra yaptıran, o
spiral dönüşü yapmamızı sağlayan, çekim kuvvetine sahip, dalganın
Merkezi, Aynen bir çubuk ya da Değnek alıp, suyun içinde sümüklü böcek
şeklinde bir dalga oluşturmaya benzer. İşte bu dalgayı oluşturan merkeze
Biz Kutup yıldızı Diyoruz ki, o da radyasyon yıldızıdır, ve Radyasyon
yayar. Bizim vertikal yükselmemizde ki, her yükselişte, ona bir adım
daha yaklaşırız, Eğer, Aynen bizim sistemimizdeki 21 Haziran'a gidiş
gibi hareketimiz dolduğu zaman, spiral DNA sarmalı yada Edirnede ki
Selimiye camisinin minaresine çıkışı andırır, yada vidanın yivi gibi her
bir tur attığımızda, bir ileri, ve bir yukarı çıkmış oluruz, eğer 21
aralık'a doğru gidiş gibi hareketimiz varsa, döndükten sonra, ondan
uzaklaşaraktan, aşağıya inerekten, vertikal olaraktan aşağı inerekten
bir hareketimiz vardır, işte her ikisinde de güneşimiz dönüm noktasına
geldiğinde dönmesi gerekir, ve dünyamızı ve diğer gezegenleri de kendisi
ile birlikte döndürmesi gerekir, Buna biz işte yengeç dönencesi oğlak
dönencesi diye tarif ediyoruz. birisi vertikal birisi horizontal ve bu
defa ki yükselmede ki şu andaki hareketimiz, galakside Aynen dünyamızın
yengeç dönencesine gitmesi gibi olan hareketi gibi değil de, 21 Aralık
yani oğlak dönencesine gitmesi gibi hareketini yapmak üzereyiz, Çünkü
vertikal bir yükselme yapmaktayız, ve bu yükselme sebebiyle, Aynen
Pisagor üçgeni gibi, her yükselmede ki bir tur, Asır denilen tur, daha
küçük bir zaman birimi olmakta, artık dönme turu 100 Yıl değil de,
seksen altmış yetmiş gibi küçülmekte. Öyle olunca, Çünkü şu anda
Dünyamız da radyasyondan nasıl faydalanacağımızı keşfettiğimiz yerlere
geldik, çünkü radyasyon, en uzak noktaya dalga yollamanın En kolay
yöntemi, Çünkü biz Kutup yıldızı kadar uzak bir yıldızın ışığını
görebiliyoruz ki, o yıldızı biz onun yolladığı radyasyon parçacıklarıyla
bile biliyoruz. Ve bugün telefon, cep telefonlarının kullandığı sistem
işte G4 G3 veya G5 şeklinde radyasyon, Radyasyon dalgası kullanaraktan
yayım yapan bir sistemi kullanmaktayız. bu Eskiden Radyo dalgaları kısa
dalga, uzun dalga, FM şeklinde dalgaları kullanıyorduk, ve bugün
mikrowelle yani mikro dalgaları da kullanıyoruz, ve bunun altındaki
dalgalarda radyasyon dalgaları. ve o yüzden etrafımız her taraf
radyasyon dalgası halinde, fakat radyasyonu biliyoruz ki : hücreleri
öldüren bir dalga sistemi, ve bunu daha önceki vaazlarımızda
söylemiştik, bu yeni sisteme hızlı olaraktan geçmeyelim, yoksa insanlar
Helak olur, çok ölümlere sebep olur, yavaş yavaş geçtiğimiz zaman, insan
vücutları kendisini buna uyumlu hale getirecektir yavaş yavaş, ve o
zaman bu sistemi kullanabiliriz diye tarif etmiştim. Evet biraz
sabrettiler, fakat kıyamete yakın olduğumuz için, son varış noktamıza
yaklaştığımız için, yani Kutup taklasında her seferinde sıfırlama
gerçekleşmekte, ve dünya çıktığı zirveden tekrar aşağıya inmekte, aynen
bu SIFIR noktasına yani zirveye çıkıp, zirveden tekrar basamak basamak
aşağıya inmek gibi fakat, bunu Allahu Teala Kur'an-ı Kerim'de : şeytan
aleyhillana öyle bir kibirlenme gösterince, oraya çıktığı zaman, kendini
tanrı iddia etmesi yahut da, üstünlük iddia etmesi yüzünden, "Racim"
Kovdum seni aşağıların aşağısına attım sizi, birbirinize düşman
olaraktan üçünüzü de attım demesi, yani oradan merdivenden inme şeklinde
değil de, kovulma ve atılma şeklinde bir tezehür göstermekte, ve
meydana gelmekte. ve Bu atılma sebebiyle, yani Minareden düşmek gibi ve
sıfırlanma gerçekleşmekte, o yüzden her Kutup taklasında dünyamızdaki
yaşam bilimleri ve birimleri tamamen temizlenmiş, ve sadece ümmeti Necat
denilen, Mehdi ve o zamanın mehdisinin etrafında toplanan kimseler
kurtuluşa ermişler, ve bunların ismine "müttakiler" yada Allah'a
Yaklaşanlar denilmiş.
Dönüş aynı dönüş, sistem aynı sistem, ve her seferinde zirveye
çıktığımızda, Kutup Yıldızı'nın yanına varmış oluyoruz, Kutup yıldızının
yanına Vardığımızda da, sistem radyasyonla çalışan keşifleri bulmak
oluyor, ve bunları bulduğumuz zaman, eğer Bizler kainata zarar veren
şeyler ve insanlığa yaratılışa diğer canlılara ve diğer sistemlere zarar
veren bir buluş ve icat yapmaya kalkmamız yüzünden işte, ya da Allahu
Teala'ya, Aynen şeytanın tasladığı gibi, büyüklük, tanrılık taslamaya
başladığımız zaman, Allahu Teala hepimizi tekrar aşağıya atıp aşağıların
aşağısına indirdik buyurduğu Minareden aşağı atılmak gibi. Pisagor
üçgeninin zirvesinden en aşağıya yani arz denilen dünyaya, dünyanın da 7
Sema'nın en alt basamağına atıldığını, yani sıfırlanmanın
gerçekleştiğini görüyoruz. Bunu Düya'nın ömrü ile yaklaşık olaraktan 6
defa olduğunu varsayıyor bilim adamları, ama İslam tarihinde
Peygamberimizden gelen hadislerden, bunun 4 defa olduğu ve bu sonuncunun
5. olacağını bize bildirmiş ve demiş ki: Aslında Bu döngüde dünya
hakimiyetini iki defa kötüler kazandı, iki defa da İyiler kazandı, bu
son defasında Mehdi ile birlikte olanlar ve İyiler kazanacak şeklinde
tarif edilmiş, ve bu ayet ile sabittir ve buyuruyor ki Rabbimiz kur'an-ı
Kerim'de : "yeryüzüne sonunda Salih kullarım varis kalacak" yani
"yeryüzünün mirasını sonunda Salih kullarım Devralacak" ayeti mevcut.
Hani Şeytan aleyhillane kibirlilik tasladı, tanrılık tasladığı zaman,
Şeytan aleyhilleana dedi ki Rabbimize: "sen madem beni böyle azdırdın,
Ben de senin kullarının doğru yoluna durup, onlara sağından solundan
fistekler vererekten, onları doğru yoldan saptıracağım, ve sen onları
sana gelir, yada geri döner vaziyette bulamayacaksın"dedi. veyahut da
"sana kulluk eder vaziyette bulamayacaksın" dedi. Hani dedik ya işte bu
vertikal yükselme veyahut da horizontal dönüş, galaksideki ana yıldızın
etrafında, bu ana yıldız da, işte bizim batmayan Güneş dediğimiz, baki
olan Allah, veyahut da batmayan güneşin etrafındaki dönüşümüz, işte
burada ki onları sana gelir vaziyette bulamayacaksın demesi, Çok
kimsenin aynı Bu "Simurg efsanesi"nde ki kuşların, başlangıçtaki çok
kuşun tanrı'yı aramaya çıkması, ve fakat yolun yarısında çoğunun geri
dönmesi ve, fire vermesi sebebiyle, sadece 40 kuşa düşmeleri gibi, İşte
onları şeytan aleyhileane, yoldan saptırıp, sana döner vaziyette
bulamayacaksın diye iddia etmesi yüzünden, Rabbimiz kızdı ve " in Oradan
aşağı, kovulmuş şeytan, Sen benim Has ve Salih kullarıma hiçbir şey
yapamazsın" buyurdu Hadi git Ne yapacaksan yap buyurdu, O zaman, şeytan
aleyhileane, "bana kıyamete kadar mühlet ver" dedi, Cenabı Mevla "tamam
mühletlisin" dedi "Hadi git Ne yapacaksan yap" dedi. işte o yüzden
yolumuza Pusu Kuran şeytan, o yüzden bu vertikal ilerlemede, daha
yerimize varmadan önce, çoğumuzu öldürerekten, çoğumuzu hasta ederekten,
çoğumuzu birbirimize kavga ettirerekten, yoldan alıkoymakta, ve Tanrıya
giden yolda, yolumuza engel olmakta, yahut da Allah'ın kurallarına
uygun hareketimize engel olmakta, işte burada yani buradaki ayeti
kerimede buyurulduğu gibi "sen benim Salih kullarıma hiçbir şey
yapamazsın" buyurdu, bu kapı gibi bir ayet, Öyle olunca, en son Mehdi
Aleyhisselam ile birlikte olanlar o salih kullara olacak.
Peygamberimizin "karda sürünüyor bile olsanız, emekleyerek de, olsa
mehdi'ye gidin" buyurmasının sebebi, işte doğru yolun ve kurtuluşun
anahtarının, Mehdi ile birlikte olmakla olduğunu, Mehdi'nin inkşaf eden
bilgileriyle hareket etmekte olduğunu, kurtuluşun ve müttakilerden olup,
geleceğe ahirete yolculuk edebilmenin tek çaresi olduğu, bu hadislerle
ve ayetle sabit. Öyle olunca işte vertikal hareketimiz sebebiyle,
güneşimiz ve dünyamız, ana yıldız olan Kutup yıldızına, Biraz Daha
yaklaştı. ve burada "ögel ana" (öglena) veyahut da "öcal ana" yada
"Eugenia" GEN25 denen tek hücreli bir canlı, ve ilk defa canlılığın
başladığı yere gelmiş bulunuyoruz. yaklaşık olaraktan, tam yeri
neresidir ben de bilmiyorum, Ama yaklaşık olaraktan gelmiş bulunuyoruz,
dönüş sebebimizle her dönüş bu burçlar ile tarif ediliyor, ve her burcun
menzilinde, aynen balık burcuna gelindiğinde, balık burcu özelliklerini
göstermesi, Bilmem, Aslan burcuna gelince, Aslan Burcu'nun özellikleri
ve etkilerinin görülmesi gibi, buraya geldiğimiz zamanda da
galaksimizdeki sistemde, bu şu altyapıdaki burçlar değil de, bu üst
burclar, yani düşünün ki kale yada sur sur içinde, sur Sur içinde
şeklinde bir sistem, ve bu üst surdaki kalenin burclarından bahsediyoruz
burada, buradaki Ögel ana ya da öcal ana denilen ve yahut da kamçılı
hayvan ve amip denilen canlının ilk örnekleri olan yapımız, onun ilk
canlılığı kazandığı yere gelmiş bulunuyoruz, ve o İşte buradaki sistem,
hücre kurutan radyasyon dalgasına maruz kaldığı için, buradaki bu
radyasyonda sağ kalabilen canlılar, kendileri bir çeşit savunma
mekanizması üretmişler vücutlarında, ve bakteri denen Yapı sistemi
oluşmuş. Bir nevi bakteri ve Mikroplar denilen sistem. Mikroplar öyledir
ki, bazı Mikroplar çok sıcaklıkta yaşayabilirler, bu canlılar 300
santigrat derecede yaşayabilen canlılar var, radyasyonda yaşayabilen
canlılar var, suyun içinde boğulmadan yaşayabilen canlılar var, basınç
içinde yaşayabilen canlılar var, basınçsız ortamda yaşayabilen canlılar
var,... ve bunların hepsi değişik savunma mekanizmaları oluşturan canlı
türleri, Hepsi de bakteri türlerinden, ya da mikrop denilen cinsten bir
yapı halindeler. İşte buradaki sistemdeki ilk canlılık onlar sayesinde
var olup ve üreyerek devam ettik ve, çok hücreliye de geçip daha sonra
hayvan ve bitkiler şeklinde yapı göstermiş, daha sonradan insan denilen
Aziz varlık üretilmiş sonrada erkek ve dişi olraktan eşeyli üreme ye
evrimleşmiş, ve şu anda işte, o öglena ya da tek hücreli canlının olduğu
yere geldiğimiz için, buradan geçiş sistemi, aynen Mesela bir
seyahatte, Mesela bizim Gmünd ilin den Schrems'e gelen yolculuğumuzda,
Schrems'in ana merkezine gitmek için bir köprü var, ve bir çay var,
çayın üstünde köprü var, o köprüden illa geçmek gerektiği gibi, illaki
köprüden geçmek gerektiği gibi, aynı Bu galaksimizdeki yolculuğumuzda
da, öglena denilen ilk canlı türünün sünnetini işlemeden buradan ileriye
geçebilmek mümkün değil gözüküyor, benim keşfi bilgilerimce. Bunu
İslam tarihinde peygamber efendimiz şöyle tarif etmiş : mescitte
ashabıyla otururlarken, Peygamber Efendimiz buyurmuş ki: "tam şimdi, bu
sırada, şeytan aleyhillane kamçısını, ya da kuyruğunu kıçına soktu ve
üredi" diye tarif etmiş. Bu şeytan aleyhillana'nın ana yapısı dedik ki
işte, mikrop ve bakteri yapısı gibi, o büyük bir sistem halinde fakat,
biz o'nu canlılık sisteminde, Bizden önceki canlı Yapı olduğu için, biz
onun yapısını anlayamıyoruz, ve onun yapısı işte, tek hücreli canlı
olduğu için, ilk defa üreme sisteminde eşi Yok, eşi olmadığı için,
kendisini geliştirmiş, ve kamçısını veyahut da kuyruğunu kıçına
sokaraktan üreyip, canlılığı devam ettirdiği görülüyor, yani Ondan sonra
da bölünme yaparaktan çoğaldığı ve, bu sistem, İşte bu canlının
sünnetini işlemeden geçmek yok.
Bu sünnet bugün Nasıl yapılacak?
işte radyasyon hücre kuruttuğu için, Affedersiniz hepimizin kıçı belli
zaten, dübür ya da anüs denilen bölgemizde, bağırsak sistemimizde, işte
kabızlık meydana geldiği için, dedik ya suyu da kurutuyor, hücreyide
kurutuyor, ve suyun oksijen Bağlarını koparıyor bu radyasyon dalgası,
G4, G3 ile hepsi daha fazla radyasyona maruz bırakıyor bizi, ve şu anda
G5'e G6'ya G7'ye gidildiği için, artık sistem holografik iletişim
sistemine geçmek üzere, Yani artık biz istanbul'da oturup, fakat
Ankara'da bedenimizle görüşme yapabileceğiz, "TAYYI MEKAN" "TAYYI ZAMAN"
oradaki kimseleri de görebileceğiz, onlar da bizi görebilecek,
dokunabileceğiz oturabileceğiniz kalkabileceğiz, Oradan da görüşmemizi
yapıp dönebileceğimiz holografik görüşme sistemi, keşfedilen yeni bir
iletişim sistemine geçmek üzereyiz. işte onun uygulanabilmesi için.
önceki deltoidden bulduğumuz bilgiler ile, şu anda bu sisteme geçmek
üzereyiz, ve bu sisteme geçebilmemiz için de, işte bu radyasyonu daha
verimli şekilde kullanmamız gerekmekte, O yüzden de G5 Dalgasına maruz
kalıyoruz, G5 denilen iletişim sistemine geçeceğiz fakat, burada İşte bu
radyasyon hücre kuruttuğu ve suyun moleküler Bağlarını kopardığı için,
vücudumuz elastikiyetini kaybediyor, ve herhangi bir kabızlık durumunda,
dışkının birikme yapması sonucu, ve büyümesi sonucu, kaka dübürden
atılırken oluşabilecek herhangi bir yırtılmanın, daha sonra o bölgenin
ıslak kalmasının sebebi ile iltihaplara yol açtığı, ve bu iltihabında
daha ileriye doğru, vücudun hiç yapılarına doğru ilerlediği, ve bütün
sistemi tahrip edip, ölümlere sebep olduğu, bugün görülmekte, bir sürü
sanatçı ve insan bu sebepten hayatını kaybetmek de, "çoklu organ kaybı"
denilmekte bunun ismine de...
işte bu hastalığın, benim keşfi bilgilerimle tedavisi ve çaresi şu şekilde :
işte aynen o ögelene ya da öcal ana yani ilk yapımız ilk canlı türü
yapımız olan Eugenia Denilen yapımızın sünnetini işlemek zorundayız. O
da işte yani kamçımızı, ya da Elimizi, bugün kremler var, E vitamini
kremleri, ve bunun geliştirilmiş versiyonunu "penaten" "Nivea" ve
benzerleri, Bu yara kurutucu ve bir de hidro Su bazlı Nivea kremleri
var, ve içinde E vitamini ve ve bir nevi altıgen yapıyı hücreyi hücre
Bağlarını tekrar meydana gelmesine, hücre bağlarının tekrar
kurulabilmesini sağlayan, ve yırtık ve yaraları tamir eden bir krem
geliştirilmiş, E vitaminiden zengin, ve bu oktagon yapıyı koruyan, bir
nevi Omega içeren, ve hepsi mişung edilmiş karıştırılmış, ve krem
halinde, ilk defa "penaten"denilen Marka ile çocuk pişiklerinde iyi
gelen bir krem keşfetmiş 1800'lerde, o kremin benzerlerini de bugün
Nivea tarafından da geliştirildi ve işte bu sünneti işlemek için de,
büyük hacete yani dışkı çıkarmaya gittiğin zaman, herhangi bir kabızlık
durumunda, veyahut da kabızlık olmasa bile, her defasında, sol işaret
parmağınıza krem alın, bu kremde ile dübürünüzü etrafına sürün ve hafif
parmağınızın ucu girecek kadar içini de parmağınıza sokaraktan
yağlayın, zaten mesela sadece çuvalın ağzı büzüldüğü, diğer yerleri
geniş olduğu gibi, mesela çuvalı iple bağladığımız zaman, bir buğday
çuvalını çuvalı iple bağladığımız zaman, çuvalını ağzını iple
bağladığımız zaman, Sadece ucu büzülür değil mi, büzülen kısım işte
hasar görmekte ve yırtılma olmakta, ilk yırtılma olmakta, O yüzden o
ağzını işte ucunu, parmağımızı kremleyip yağlayıp, o ucunu yağladığımız
zaman, oraya yardımcı oluyoruz, ve hücrelerin yırtılmadan ve yağlı
olduğu için yani, vışır vışır kaygan hale gelmesi sebebiyle, o dışkının
yırtmadan dışarı atılmasını sağlamış oluruz, herhangi bir yırtılma
olduysa, daha önceden yırtılma olduysa, onu da işte yine oraları
yağlayaraktan, yine ona faydalı oluruz, fakat buradaki yine önceki
yaraları kapatmak için ise, papatya çayı ile ve bir de adaçayını
karıştırıp çay halinde kaynatıp, soğuttuktan sonra, hafif ılık şekilde
tuvaletimizin kaytasını temizledikten sonra, orayı Bu Adaçayı ve
papatya çayı ile taharet ederekten, içini dışını, hafif içini ve dışını
yıkayaraktan, oranın tekrar eski halini kazanmasına, iltihapların
gitmesine yaraların kurumasına sağlarız, ve orayı bir de ondan sonra o
kremle yağladığımız zaman, işte yaranın içeriye doğru iyi olduğunu
göreceksiniz. Yani bunu, tuvaletinizi hem yapmadan önce orayı kremleyip
ağlayacaksınız, hem de tuvaletinizi yaptıktan ve çıkmadan önce, Bu
karışım ile çay ile taharet ettikten sonra, ardına da, bu hidro
kremleriyle, bu krem ile yağlayacaksınız ki, o şekilde yaralar iyi
olacak, yahut da yara olmasa bile hafif yırtılmaya yüz tutmuş
gerilmeler, tekrar tamir olacaklar, içindeki Omega sebebiyle yeniden
hücre Bağları kurulacak ve Efendim hidro sayesinde de oksijen
sayesinde, oksijen Bağlarını tekrar kazanması sebebiyle de, elastikiyet
kazanacak, ve tekrar eski haline, eski halini almasa bile, o na benzer
bir yapı oluşturacak, en üst kaslarınız ya da dübür kaslarınız. işte bu
Aynen o peygamberimizin hadisinde dediği gibi, bu sünnet böyle, kıçını
yağlamayan ve kendi kıçına parmak atmayan bu devirde bu "öglena"
sünneti ya da Öcalan'ın sünneti ögel ana sünneti yapmayan, işlemeyen
ahirete geçemez, bir gün gelir organ kaybından ölür, ve müttakileriden
olamaz. Çünkü galakside burçlar sisteminde, üst burçta bu ögelena ya ya
da Öcal ana ya da EU GEN A denilen ilk yapımızın bulunduğu yere
geldiğimiz için, onun etkisine maruz kalıyoruz, onun koyduğu sünnete
uymayan, buradan geçemez, Buradan daha ileri geçemez, vesselam.
Makalemiz Buraya kadar.
Hasta olanlara Allah'tan şifa, Hasta olmaya yakın olanlara, da sünnete
ittiba ile, bu beladan, halasa, kurtuluşa ermeye vesile olması
dileklerimle
selam ve sevgilerimle hoşça kalın
Raşit Tunca
Bu bir karoglan Raşit Tunca makalesidir
Avusturya Gümünd ili Schrems ilçesi Bugün 24 Ağustos 2023 perşembe saat sabah 7:29
Yorumlar
Yorum Gönder