Kur'an-ı Kerim'de başörtüsü ve Afyon Sandıklı yöresinde "maharma" adı verilen örtü ile ilişkisi

 


 

 Kur'an-ı Kerim'de başörtüsü ayeti "humurahünne" ifadesi ve Afyon Sandıklı yöresinde "maharma" adı verilen örtü ile ilişkisi

Afyon Sandıklı yöresinde kadınların üzerine aldığı "maharma" adı verilen örtü, geleneksel bir giyim unsuru olarak bilinir. Bu örtü, bölgenin kültürel ve sosyal yaşamında önemli bir yere sahiptir. Maharma, genellikle kadınların başlarını ve omuzlarını örten bir tür şal veya örtüdür. "Fıta" kelimesi ise Arapça kökenli olup, "örtü" veya "peçe" anlamına gelir. Bu terim, özellikle İslami metinlerde ve geleneksel giyimde sıklıkla kullanılır.

Kur'an-ı Kerim'de örtünme ile ilgili ayetlerden biri olan Nur Suresi 31. ayetde geçen "humurahünne" ifadesi, kadınların başörtülerini yakalarının üzerine salmalarını ifade eder. Bu ayet, İslam'da örtünme (tesettür) ile ilgili temel referanslardan biridir. "Humurahünne" kelimesi, başörtüsü veya örtü anlamına gelen "hımar" kelimesinden türemiştir. Bu kelime, kadınların başlarını ve boyunlarını örten bir giysiyi ifade eder.

Maharma ve fıta kelimeleri arasındaki ilişki, her ikisinin de örtü veya örtünme ile ilgili olmasından kaynaklanır. Maharma, Sandıklı yöresine özgü bir örtü çeşididir ve fıta ise daha genel bir örtü kavramını ifade eder. Dolayısıyla, maharma, fıta kavramının yerel bir yansıması olarak düşünülebilir.

Sonuç olarak, maharma, Afyon Sandıklı yöresine özgü bir örtü çeşidi olup, Kur'an'da geçen örtünme ayetlerindeki "humurahünne" ifadesi ve "fıta" kelimesi ile kültürel ve dini bir bağlantı içindedir. Bu bağlantı, geleneksel giyim ile İslami örtünme anlayışının birleştiği noktayı gösterir.

Kadınların örtünmesi ve örtünme ile ilgili ayetler, İslam'da önemli bir konudur. Bu makalede, Kur'an-ı Kerim'deki ilgili ayetleri, hadisleri ve İslam alimlerinin yorumlarını ele alarak, kadınların örtünmesinin hükmünü ve önemini açıklayacağım.
Kadınların Örtünmesi: Kur'an-ı Kerim'deki Ayetler

1. Nur Suresi, 31. Ayet:

    "Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (haramdan) sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Ziynetlerini (süslerini) açmasınlar; ancak kendiliğinden görünen kısım müstesna. Başörtülerini yakalarının üzerine koysunlar. Ziynetlerini, kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, kendi kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (müslüman kadınlar), sahip oldukları köleler, erkeklerden kadına ihtiyacı kalmamış hizmetçiler veya kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri ziynetleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe edin ki kurtuluşa eresiniz."

    Bu ayet, kadınların örtünmesiyle ilgili en temel ayetlerden biridir. Ayette, kadınların başörtülerini yakalarının üzerine örtmeleri ve ziynetlerini (süslerini) yabancı erkeklere göstermemeleri emredilir.

2. Ahzab Suresi, 59. Ayet:

    "Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış elbiselerinden (cilbablarından) üzerlerine alsınlar. Bu, onların tanınıp incitilmemelerine en uygun olandır. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."

    Bu ayet, kadınların dışarıda üzerlerine bir örtü almalarını ve böylece tanınıp rahatsız edilmemelerini sağlamayı amaçlar.

Hadislerde Kadınların Örtünmesi

1. Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) Uygulaması:

    Peygamber Efendimiz (s.a.v.), kadınların örtünmesini teşvik etmiş ve bu konuda örnek olmuştur. Hz. Aişe (r.a.) validemiz, Peygamberimiz'in (s.a.v.) hanımlarının ve mümin kadınların örtünme konusunda titiz davrandıklarını rivayet etmiştir.

2. Hadis-i Şerif:

    "Kadın, avrettir (örtünmesi gereken bir varlıktır). Dışarı çıktığı zaman şeytan ona gözünü diker." (Tirmizi, Sünen)

    Bu hadis, kadınların örtünmesinin önemini ve örtünmenin onları kötü bakışlardan koruyacağını vurgular.

Örtünmenin Hükmü ve Önemi

1. Farz Oluşu:

    İslam alimleri, Kur'an-ı Kerim'deki ayetler ve Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) uygulamaları ışığında, kadınların örtünmesinin farz olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Örtünme, İslam'ın temel emirlerinden biridir.

2. Örtünmenin Amacı:

    İffeti Korumak: Örtünme, kadınların iffetini korur ve toplumda saygın bir yer edinmelerini sağlar.

    Fitneyi Önlemek: Örtünme, kadınların yabancı erkeklerin kötü bakışlarından ve fitneden korunmasını amaçlar.

    Allah'ın Emrine İtaat: Örtünme, Allah'ın emrine itaatin bir göstergesidir ve mümin kadınların Allah'a olan bağlılığını ifade eder.

Örtünme Şekli ve Detayları

1. Başörtüsü:

    Başörtüsü, saçları ve boynu tamamen örtecek şekilde olmalıdır. Ayette belirtildiği gibi, başörtüsü yakaların üzerine kadar örtülmelidir.

2. Cilbab (Dış Elbise):

    Kadınlar, dışarı çıkarken vücut hatlarını belli etmeyen bol ve geniş elbiseler giymelidir. Bu, Ahzab Suresi'nde belirtilen "cilbab" emrine uygun bir örtünme şeklidir.

3. Ziynetlerin Gizlenmesi:

    Kadınlar, ziynetlerini (takılar, süsler) yabancı erkeklere göstermemelidir. Bu, hem ayetlerde hem de hadislerde vurgulanan bir husustur.

Örtünmenin Manevi Boyutu

Örtünme, sadece fiziksel bir örtünme değil, aynı zamanda manevi bir örtünmedir. Mümin bir kadın, örtüsüyle Allah'a olan bağlılığını ve teslimiyetini gösterir. Örtünme, kadının şahsiyetini korur ve onu toplumda saygın bir konuma yükseltir.
Sonuç

Kadınların örtünmesi, Kur'an-ı Kerim'deki ayetler ve Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) hadisleriyle sabit olan bir emirdir. Örtünme, kadınların iffetini korur, toplumda saygın bir yer edinmelerini sağlar ve Allah'ın emrine itaatin bir göstergesidir. Mümin kadınlar, örtünme konusunda titiz davranarak hem dünyada hem de ahirette Allah'ın rızasını kazanmayı hedeflemelidir.


أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَقُل لِّلْمُؤْمِنَٰتِ يَغْضُضْنَ مِنْ أَبْصَٰرِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا ۖ وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلَىٰ جُيُوبِهِنَّ ۖ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا لِبُعُولَتِهِنَّ أَوْ ءَابَآئِهِنَّ أَوْ ءَابَآءِ بُعُولَتِهِنَّ أَوْ أَبْنَآئِهِنَّ أَوْ أَبْنَآءِ بُعُولَتِهِنَّ أَوْ إِخْوَٰنِهِنَّ أَوْ بَنِىٓ إِخْوَٰنِهِنَّ أَوْ بَنِىٓ أَخَوَٰتِهِنَّ أَوْ نِسَآئِهِنَّ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَٰنُهُنَّ أَوِ ٱلتَّٰبِعِينَ غَيْرِ أُو۟لِى ٱلْإِرْبَةِ مِنَ ٱلرِّجَالِ أَوِ ٱلطِّفْلِ ٱلَّذِينَ لَمْ يَظْهَرُوا۟ عَلَىٰ عَوْرَٰتِ ٱلنِّسَآءِ ۖ وَلَا يَضْرِبْنَ بِأَرْجُلِهِنَّ لِيُعْلَمَ مَا يُخْفِينَ مِن زِينَتِهِنَّ ۚ وَتُوبُوٓا۟ إِلَى ٱللَّهِ جَمِيعًا أَيُّهَ ٱلْمُؤْمِنُونَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve kul lil mu’minâti yagdudne min ebsârihinne ve yahfazne furûcehunne, ve lâ yubdîne zînetehunneillâ mâ zahera minhâ, vel yadribne bi humurihinne alâ cuyûbihinne, ve lâ yubdîne zînetehunne illâ li buûletihinne ev âbâihinne ev âbâi buûletihinne ev ebnâihinne ev ebnâi buûletihinne ev ıhvânihinne ev benî ıhvânihinne ev benî ehavâtihinne ev nisâihinne ev mâ meleket eymânuhunne evit tâbiîne gayri ulîl irbeti miner ricâli evit tıflillezîne lem yazharû alâ avrâtin nisâi, ve lâ yadribne bi erculihinne li yu’leme mâ yuhfîne min zînetihinn(zînetihinne), ve tûbû ilâllâhi cemîan eyyuhel mu’minûne leallekum tuflihûn(tuflihûne).

Meali :

Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut kocalarının babalarından, yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!

(Sadakallahul Aziym Nur Suresi 31. ayet)

"Kur'an-ı Kerim'de başörtüsü 24 sıra numaralı Nur suresinin 31. âyetinde geçmektedir. "Kadınlar, başörtülerini, göğüslerinin üzerinden bağlasınlar; yani başörtüleriyle göğüslerini de örtsünler" mealindeki bu âyette geçen "humur" kelimesi, başörtüsü manasına gelen "hımâr" kelimesinin çoğuludur. "Kur'an'da geçen hımar kelimesi yalnızca örtü manasına gelir, başörtüsü manasına gelmez" diyenler kesinlikle yanılıyorlar. Çünkü bu kelimenin kökünde "örtme, karışma, yaklaşma" gibi manalar varsa da, kökten alınmış farklı kelimelerin (şekillerin) farklı manaları vardır. Mesela aynı kökten gelen "hamr", şarap, "hamîr", hamur mayası, "humâr" akşamdan kalma hali manalarına gelir. Tartışma konumuz olan "hımâr" da başörtüsü ve vücudun bütününü örten örtü manalarında kullanılmıştır. Bu mananın delillerine gelince:

Hz. Peygamber zamanından bu güne kadar "hımâr"a bu mana verilmiş ve uygulama da bu manaya göre olmuştur.

2. İbn Manzûr, Fîrûzâbâdî gibi kaynak luğatçıların eserlerinde kelimeye "başörtüsü" manası verilmiştir.

3. Taberî, Zemahşerî gibi kaynak tefsirlerin tamamında hımâr kelimesinin manasının başörtüsü olduğu kaydedilmiştir.

4. M. Esed'in İngilizce ve M. Hamidullah'ın Fransızca çevirilerinde de kelimeye verilen mana "başörtüsü"dür.

Umarım bu makale, kadınların örtünmesi konusunda aydınlatıcı olmuştur.

Rasit Tunca

Schrems,09.03.2025

Kaynaklar

Sorula ile islamiyet
DeepSeek

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar