Matrix Nedir Yorumumuz Part1
Matrix Nedir Yorumumuz Part1
Bazi ilim adamlari ve bazi fikir gruplari diyorki dünya matrix sistemi,
yani sadece dalgalar ve frekanslar var, gercekde dünya yok, beynimizin
algiladigi var, beynimiz ise, sadece frekans dönüştürücü bir sistem
diyorlar. ve öyle olunca matrix filimindeki gibi dünya sanal bir dünya,
gercekde var sandigimizi hicbirşey yok diyorlar. Eger öyle olsa idi
gözümüz mavi bir cicek görünce, peki karşisinda ne varda, onu mavi cicek
saniyor peki, yani karşisinda illa birşey var, ve o birde mavi birde
cicekmiş, peki karşisinda da sadece bir frekansmi var, hayir mesala
bilgisayarda biz mesala Emel Sayini dinliyoruz, ve yayinda hemde canli
olsun, amma bilgisayardaki Emel Sayin ve onun sesi, sazlarin sesi, hepsi
frekansdan ibaret, ve yine boyut olarakda, bilgisayar ekrani mesala
diyeleim 40cm ye 40cm olsun, ve o Emel Sayin in boyunu simetrik olarak
kücültüp sanki biglisayarin icindeymiş gibi gösteriyor, amma işde,
aslinda bilgisayarin icinde gösterilen, yine frekans, ve lambalarin
sadece gözümüze yansitigi işiklar ve gölgeler sadece, amma işde o
gölgelrin ve işiklarin asli olan bir Emel Sayin ise, o an, hangi
stüdyoda canli şarki söylüyorsa, orda madde ve kati olarak duran, orda
bir Eml Sayin var, ve bilgisayar ise, onun sadece siluetini veya
görüntüsünü sinyal olarak alip bize yansitan alet, peki biz ona dokunmak
isteyince, bilgisayara dokununca, ona dokunmuş olmuyoz, amma stüdyodaki
sunucu onun eline dokunmak isteyince, elini uzatip tokalaşinca, ona
dokunabiliyor, ve ve gercek ile sanal arasindaki fark bu, göz ve beyin
bu bedenin bigisayari ve ekrani gibi, amma gercek olan o beyini kafa
denen bölgesinde taşiyan bir maddi beden varki, o bedende beyin diye göz
diye bir yer var, ve yine o beyinin calişmasi için, enerjiye ihtiyaci
var, ve bunlar elma armut ekmek peynir şeker gibi maddeler, ve onlar
olmadan bu beyinde calişmaz, ve yine eger beyin gercekse, onu caliştiran
elma yalansa yok ise, beyin bu yalan ve olmayan ve sanal olan elma
frekansi ile nasil beslenipde bize elmayi armutu, elma ve armutt diye
gösteriyor demek yokmu? yani o fikir grubu olan illluminat fikri olan bu
halogram dünya fikri külli uydurmaca, cünkü olmayanla olan beslenemez,
olmayan bir elma armut, nasill olmayan midede eriyecekde,olmayan
kafadaki beyine enerji olcak, peki madem elma diye birşey yok, olmayan
nasil oluyorda, olan ve var olan algilayan beyine enerji oluyor peki,
bilgisayar elektriksiz calişmaz, elektrik için elektrik santralina
ihtiyac var, eger santaral diye birşey dünyada yok ise o zaman
bilgisaayar ne ile calişiyor, enerjisi nerden, haydi fişe takmada
calişsin bakalim, yani yine mesela ben mavi gömlek giyip fotograf ve
video cekinsem, ve bunu sana yollasam, eger bizler beynimizin
algiladiklari isek, sen beni hic görmedinse, ve senin beynin mavi diye,
neyi mavi saniyor, mesala renk körü insanlar var, onlar kirmiziyi yeşil
saniyor, yani renk körü, yani eger sen beni tanimiyorsan ve mavi
giydigimide bilmiyorsan, benim videoma veya fotografim sana
gösterildiginde, senin beynin belki beni mavi gömlekli degilde kirmizi
paltolu düşünebilir, vve vakit ve mevsim kiş ve kar yagiyorsa, beni kar
yagarken palto giymiş düşünebilir o an, ve öyle algilamasi lazim,
halbuki ben mavi gömlekli fotograf e video cekinince bunu taa
Amerikadaki görende mavi gömlekli görüyor, japonyadakida ayni görüyor
yani.
yine mesala bunlar sadece beynimizin hayalinden ibaret ise, mesala sen o
resime bakinca beni sakalli hayal ederdin, belki digeri biyikli, digeri
kabak, digeri ise uzun sacli, bir digeri kisa sacli, biri sarişin,
digeri ise esmer görürdü, halbuki hicde öyle görmüyor, ve algilamiyor,
ben mavi gömlekli ve esmer ve sakalli isem, beni gören herkes ayni
görüyor, hic görmemiş olanda ayni görüyor, dün beni görüp taniyanda ayni
görüyor, o halde, yine var olanlar hayalden de ibarert degildir yani,
rüya ile bunu kariştirmamak lazim. o rüyalarin cogu Allahu teala iki
yanimiza iki kiramen katibin melegi vermiş, onlar her an kayit
halindeler bizi, ve ve yine gecen hafta dedigimiz kiyamete kadar olacak
olanlar oldu ise, bütün filimde kaydedildi ve levhi mahfuz denen
arşivde, senin tamam olmuş bir filimin var, ahmetinde, mehmtinde,
muhamedinde, bir filmi var, ve işde rüya bazen meleklerinin sana ilerde
olcak olana bazi olaylarin filimini sana göstermeleri gibi birşey
yani,ve belkide diyorki, yani HIZIR meselesi, yani bak başina senin
filimde böyle bir durum geliyor, eger sen aklli davranirsan, bunlar
olmaayabilir diye bildirlyor, bazende bak ilerde olcak olan bu diye,
filimin sonu gösteriliyor yani, meleklerince, yine yaninda kiramen
katibin melekleri sana filimin ilerisini veya gerisinin gösteriyor
olabilirler yani.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَلَمَّا جَاء مُوسَى لِمِيقَاتِنَا وَكَلَّمَهُ رَبُّهُ قَالَ رَبِّ
أَرِنِي أَنظُرْ إِلَيْكَ قَالَ لَن تَرَانِي وَلَكِنِ انظُرْ إِلَى
الْجَبَلِ فَإِنِ اسْتَقَرَّ مَكَانَهُ فَسَوْفَ تَرَانِي فَلَمَّا
تَجَلَّى رَبُّهُ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُ دَكًّا وَخَرَّ موسَى صَعِقًا
فَلَمَّا أَفَاقَ قَالَ سُبْحَانَكَ تُبْتُ إِلَيْكَ وَأَنَاْ أَوَّلُ
الْمُؤْمِنِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ve lemmâ câe mûsâ li mîkâtinâ ve kellemehu rabbuhu kâle rabbi erinî
enzur ileyke, kâle len terânî ve lakininzur ilâl cebeli fe inistekarre
mekânehu fe sevfe terânî fe lemmâ tecellâ rabbuhu lil cebeli cealehu
dekkan ve harra mûsâ saıkan, fe lemmâ efaka kâle subhâneke tubtu ileyke
ve ene evvelul mu’minîn
Meali :
Mûsâ, belirlediğimiz yere (Tûr’a) gelip Rabbi de ona konuşunca, “Rabbim!
Bana (kendini) göster, sana bakayım” dedi. Allah da, “Beni (dünyada)
katiyen göremezsin. Fakat (şu) dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de
beni görebilirsin.” dedi. Rabbi, dağa tecelli edince onu darmadağın
ediverdi. Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca, “Seni eksikliklerden uzak
tutarım Allah’ım! Sana tövbe ettim. Ben inananların ilkiyim” dedi.
(Sadakallahul Aziym A'RAF Suresi 143. ayet)
yani mesela karinca ile insani düşünün, karinca insani dev bir dag
yürüyor olarak görebilir, hakkiyla bir insani onun gözü algilayabilirmi,
yani karinca ile insanin boyutu ne kadar farkli, ve insan tam onun
üstüne dogru gelse, karinca yukari baksa ne görebilirki, yani hani
agacin altina gelipde agacin tepesine bakinca, onu nasil görür insan
öyle uzunca göremez, şekli bozuk görür ya , işde kainati yaratan, kebir
ve büyük olan rabbimizi, bizim gözümüzün ihata etmesi mümkünmü, yani
kocaman güneşi halkden, ve binlerce güneş halkeden kainat diye birşey
halkeden, bir rabbi, sen şu karinca kadar cürmünle görebilceginimi
sanirsin, yani işde musaya dediki, senin gözün Allahi ihata etmeye
yetmez, yani onun sinirilarini senin gözün almaz, yani ihata etmez, yani
senin göz kadranin bunu almaya müsait degil demek istedi. hani
bigisayarin cözünürlügü vardirya, grafik karti ve ekran kartinin eski xp
sisteminde bu 1024 px falan idi, amma ona simdiki sistem olan 1600 veya
1900 gibi bir cözünürlük uygun olmaz, yani 1900 px bir resimi eski xp
sistemine uygun ekranda duvar resimi yapsan, onun ancak bazi bölümünü
görebilir ekran, yarisi gözükmez, yine bunun binlerce farkli boyutta
oldugunu düşün, yani kainatin büyüklügünü bile gözün almaz iken, sen o
kainati yaratani bu kadrana nasil sigdircan, yani öyle olunca, Allah
insana diyorki, senin göz kadranin, Allahin Azametini görmeye müsait
degil diyor , yani ondan ezanda bizler "Allahuekber" diye sena ederiz,
yani Allah kebirdir, tek ve yegane büyük olan demekdir.
Başağaçlı Raşit Hocanın Makaleleri
Raşit Tunca
Schrems, 20 Kasım 2017
Yorumlar
Yorum Gönder