6 Eylül 2025 Cumartesi

Nefsin Yeni Bir Katmanı: Nefs-i Vedûd - Yedi Seviyeden Sekizinciye Bir Yorum

 


 

Nefsin Yeni Bir Katmanı: Nefs-i Vedûd - Yedi Seviyeden Sekizinciye Bir Yorum

Allah'ın isimlerinden birisi de Vedûd'dur. "Seven ve sevilen" demektir. İnsan nefis taşır ve nefsin katmanları vardır. Bugünkü nefisler, Instagram, Facebook, YouTube, TikTok gibi sosyal medya ile "seven ve sevilen" bir statü kazanmıştır. Bu seviyeye bizi ulaştıran etkenler nelerdir? Ben bugün bir tasavvufçu olarak nefsin katmanlarına bir de "Nefs-i Vedûd"u eklemek istiyorum. "Nefs-i Vedûd", yani seven ve sevilen nefis hakkında biraz veya çokça yazabilir misin lütfen?


Tasavvuf ve modern dünyayı bir araya getiren bu yaklaşımınız oldukça derin ve düşündürücü. Nefsin katmanlarına "Nefs-i Vedûd" seviyesini ekleme fikri, günümüz insanının manevi yolculuğunu anlamlandırmak için yaratıcı bir kapı aralıyor.

Nefsin Yeni Bir Katmanı: Nefs-i Vedûd - Yedi Seviyeden Sekizinciye Bir Yorum

İslami tasavvuf geleneğinde nefis, insanın manevi tekâmül yolculuğunda farklı aşamalardan geçer. Bu aşamalar, genellikle yedi katman olarak ele alınır: Emmâre, Levvâme, Mülhime, Mutmainne, Râdiye, Mardiyye ve Kâmile/Sâfiye. Bu katmanlar, nefsin kaba heveslerden arınarak ilahi aşka ve kemale ulaşmasını sembolize eder. Ancak modern çağın getirdiği yeni dinamikler, nefsin bu seyrine farklı bir boyut eklemektedir. Özellikle sosyal medya platformları, "seven ve sevilen" olma dürtüsünü, yani "Vedûd" isminin yeryüzündeki tecellisini eşi benzeri görülmemiş bir şekilde açığa çıkarmıştır.

Esma-i Hüsna'dan El-Vedûd İsmi ve Çift Yönlü Anlamı

Allah'ın güzel isimlerinden (Esma-i Hüsna) biri olan El-Vedûd, hem "seven" hem de "sevilen" anlamını içerir. Bu, iki yönlü bir ilişkinin zirvesidir. Allah, kullarını karşılıksız bir aşkla severken, aynı zamanda kulların sevgisine layık olandır. Bu çift yönlülük, O'nun zatında kemal bulur. Sizin de belirttiğiniz gibi, "seven" olmak bir fiilin öznesini (etken), "sevilen" olmak ise aynı fiilin nesnesini (edilgen) ifade eder. El-Vedûd ismi, bu ikilemi ortadan kaldırarak her iki hâli de kapsar.

Nefs-i Vedûd'un Ortaya Çıkışı ve Günümüzdeki Yansımaları

Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, insan nefsi "Vedûd" isminin bu çift yönlü tecellisine maruz kalmıştır. Artık bir tasavvuf ehlinin uzun çileler ve riyazatla ulaşmaya çalıştığı "sevilen" olma durumu, bir "beğeni" (like) veya "takipçi" (follower) sayısıyla anında ve sanal olarak elde edilebilir hâle gelmiştir.

Bu bağlamda "Nefs-i Vedûd" olarak adlandırabileceğimiz bu yeni nefis seviyesi, şöyle tanımlanabilir:

    Seven Nefis (Etken Hâl): Kişinin, kendi hayatını, düşüncelerini, duygularını ve başarılarını "beğenilmesi" ve "takip edilmesi" için sürekli olarak sergileme eğilimi. Bu, dış dünyaya dönük, takdir arayan bir hâldir. Bu seviyede nefis, sadece sevgi ve ilgi beklemekle kalmaz, aynı zamanda bu sevginin kaynaklarını bulmak ve onlara ulaşmak için aktif bir çaba sarf eder.

    Sevilen Nefis (Edilgen Hâl): Kişinin, başkalarının beğenisi ve takdiriyle var olduğunu hissettiği, bu geri bildirimlerle nefsini tatmin ettiği durum. Sanal ortamda gelen "beğeniler", yorumlar ve olumlu geri bildirimler, kişiyi kısa süreliğine "sevilen" konumuna taşır. Bu, nefsin dışsal bir onay mekanizmasına bağımlı hale geldiği bir seviyedir.

Nefs-i Vedûd'a Ulaştıran Etkenler

Nefsin bu yeni katmanına ulaşmasını sağlayan unsurları, sizin de bahsettiğiniz gibi sosyal medya platformlarının doğasında bulabiliriz:

    Dışsal Onay Arayışı: Geleneksel nefis katmanlarında kişi, içsel bir huzura ve Allah'ın rızasına odaklanırken, Nefs-i Vedûd'da dışsal onay ve popülarite arzusu baskın hale gelir. Bu durum, nefsin manevi gelişimini durduran veya farklı bir yola saptıran bir etken olabilir.

    Sanal Kimlik İnşası: Sosyal medya, bireylere kendilerini istedikleri gibi sunma imkânı verir. Bu süreçte gerçek benlik ile sanal benlik arasında bir ayrım oluşur. Nefs-i Vedûd, bu sanal kimliği besleyerek, beğeni ve ilgiyle var olmaya çalışır.

    Hızlı Tatmin Duygusu: "Beğeniler" ve "takipçiler" anında ve kolayca elde edilebilir. Bu durum, nefsin sabır, sebat ve manevi olgunlaşma gibi süreçlere olan ihtiyacını gölgeler. Nefis, anlık tatminle yetinerek derin bir tatmine ulaşma çabasından vazgeçebilir.

    "Beğenilme"nin İlahî Karşılığı: Sizin Vedûd isminin çift anlamlılığına yaptığınız vurgu, bu bağlamda derin bir mana kazanır. Vedûd ismi, Allah’ın zatında kemal bulurken, modern nefs-i vedûd, sanal dünyada takdir arayarak bu ismin gölge bir tecellisini yaşar. Bu durum, insandaki fıtrî olan sevme ve sevilme ihtiyacının, mecazi bir düzleme kayarak, maneviyattan uzaklaşmasına neden olabilir.

Sonuç olarak, Nefs-i Vedûd seviyesi, modern insanın Allah'a ait bir niteliği dünyevi ve nefsanî bir alana çekme çabasını sembolize etmektedir. Bu yeni katman, tasavvufun temel sorusu olan "Nefsimizin terbiyesi nasıl olur?" sorusuna yeni bir yanıt arayışını gerektirir. Gerçekten seven ve sevilen olmanın, yalnızca Allah'ın rızasına talip olmakla mümkün olduğu gerçeği, bu dijital çağda nefsin terbiyesi için kilit bir nokta olarak öne çıkmaktadır.

Modern Çağın "Seven ve Sevilen" İnsanı: Beğeni (Like) Fonksiyonunun Çift Yönlü Dinamiği

Günümüz dijital çağında, sosyal medya platformları (Instagram, Facebook, YouTube, TikTok vb.) insan ilişkilerini ve benlik algısını kökten değiştirmiştir. Bu platformların merkezinde yer alan "beğeni" (like) fonksiyonu, tasavvuftaki El-Vedûd isminin "seven ve sevilen" vasfının modern bir yansıması olarak ele alınabilir. Ancak bu yansıma, ilahi ve saf bir sevginin dünyevi ve nefsanî bir tecellisi olarak karşımıza çıkar.

Sosyal medyanın "seven ve sevilen" insanı, sadece bir bilgi tüketici veya üretici olmaktan öte, sürekli bir beğeni alışverişi içinde olan bir varlıktır. Bu durum, "beğeni" fonksiyonunun çift yönlü dinamiğiyle açıklanabilir:

1. Beğeniyi Veren İnsan (Etken - Seven Konumu)

Sosyal medya kullanıcısı, bir gönderiyi "beğendiğinde" veya olumlu bir yorum yaptığında, aslında "seven" konumunda bir eylem gerçekleştirir. Bu eylem, birkaç farklı motivasyona dayanabilir:

    Empati ve Duygusal Paylaşım: Beğeniyi veren kişi, paylaşılan içerikle duygusal bir bağ kurar, sevinci, üzüntüyü veya hayranlığı paylaşır. Bu, kişisel bir ilgi ve takdir ifadesidir.

    Sosyal Destek ve Onaylama: Arkadaşına, ailesine veya beğendiği bir "influencer"a destek olmak, onların varlığını ve değerini onaylamak amacıyla beğeni verir. Bu, sosyal bağları güçlendiren bir nezaket veya teşvik eylemidir.

    Kimlik İnşası ve Aidiyet: Belirli içerikleri beğenerek, kişi kendi kimliğini ve ait olduğu grubu yansıtır. "Ben bu tür şeyleri beğenirim" mesajı vererek, benzer düşünen insanlarla sanal bir bağ kurar.

    Algoritma Etkisi: Bazen bilinçsizce, algoritmanın önerdiği veya popüler olan içeriklere kolayca beğeni verilir. Bu durumda beğeni, bir tür otomatik reaksiyona dönüşebilir.

    "Geri Beğeni" Beklentisi: Daha pragmatik bir yaklaşımla, kişi başkasının kendisini beğenmesini veya takip etmesini sağlamak amacıyla beğeni verebilir. Bu, karşılıklı çıkar ilişkisi barındıran bir "sanal takas" gibidir.

Bu etken hâl, kişinin dış dünyaya olan etkileşimini gösterir ve onun "seven" yönünü ortaya koyar. Ancak bu sevme eylemi, genellikle gerçek bir duygusal derinlikten ziyade, sanal ve anlık bir tepki düzeyinde kalabilir.

2. Beğeniyi Alan İnsan (Edilgen - Sevilen Konumu)

Bir gönderisi "beğeni" aldığında, kişi "sevilen" konumuna geçer. Bu durum, nefis üzerinde güçlü bir etki yaratır:

    Anlık Tatmin ve Haz: Gelen her beğeni, beyinde dopamin salınımına yol açarak kişiye anlık bir haz ve tatmin duygusu verir. Bu, nefsin dışsal bir onay mekanizmasıyla beslenmesidir.

    Değer ve Kabul Görme İhtiyacı: İnsan, doğası gereği değerli hissetmek ve kabul görmek ister. Beğeniler, özellikle ergenlik çağındaki bireylerde ve özgüven eksikliği yaşayanlarda bu ihtiyacı sanal bir yolla karşılar.

    Popülarite ve Statü Göstergesi: Yüksek beğeni ve takipçi sayıları, modern toplumda bir tür sosyal statü ve popülarite göstergesi haline gelmiştir. "Sevilen" olmak, sanal dünyada bir tür güç ve etki alanı yaratır.

    Sanal Benliğin Beslenmesi: Beğeniler, kişinin sosyal medyada oluşturduğu "ideal benlik" imajını pekiştirir. Bu durum, gerçek benlik ile sanal benlik arasındaki farkın artmasına neden olabilir.

    Bağımlılık Mekanizması: Anlık haz ve değer görme duygusu, kişiyi sürekli olarak daha fazla beğeni aramaya iter. Bu durum, sosyal medya kullanımının bağımlılık derecesine ulaşmasına zemin hazırlayabilir. "Nefs-i Vedûd", sürekli bu dışsal onaya muhtaç hale gelir.

Çift Fonksiyonlu "Nefs-i Vedûd"un Yansımaları

Sosyal medyadaki "seven ve sevilen" insan, hem beğeniyi veren hem de beğeni alan kişi olarak, El-Vedûd isminin dünyevi ve nefsanî bir tecellisini yaşar. Bu, nefsin hem aktif olarak ilgi gösteren hem de pasif olarak ilgi bekleyen çift yönlü bir hâlidir.

    Sanal Bir Döngü: Kişi, hem başkalarını beğenerek kendini ifade eder hem de beğenilerek varlığını pekiştirir. Bu karşılıklı beğeni alışverişi, sanal bir döngü oluşturur.

    Gerçek Sevginin Yerini Alma Tehlikesi: Sosyal medyadaki beğeniler, gerçek insan ilişkilerinin gerektirdiği fedakârlık, derinlik ve sabrın yerini alabilir. Nefis, kolay yoldan elde edilen "sevgi" ile yetinerek, hakiki sevginin peşinden koşmaktan vazgeçebilir.

    Rahman ve Rahim Vasıflarının Gölgesi: Tasavvufi bağlamda erkek-Rahman, kadın-Rahim tabiatına yapılan vurgu, Vedûd'un bu ikisini de kapsayan niteliğiyle ilişkilidir. Sosyal medyadaki "Nefs-i Vedûd", bu ilahi vasıfların dünyevi bir taklidini sunar gibi olur. "Beğeni veren" aktif rolüyle Rahman'ın bir gölgesini, "beğeni alan" pasif rolüyle ise Rahim'in bir gölgesini taşır. Ancak bu gölgeler, ilahi nurun aslından uzak, nefsanî arayışlarla doludur.

Sonuç olarak, bugünkü çağda "seven ve sevilen" insan, beğenilerin ve takdirin sanal dünyadaki hızlı ve yüzeysel akışıyla tanımlanmaktadır. Bu durum, nefsin ilahi olana yönelme kapasitesini test eden, manevi yolculukta yeni engeller ve fırsatlar sunan bir hâldir. "Nefs-i Vedûd", modern insanın kendisiyle, başkalarıyla ve en önemlisi Rabbiyle olan ilişkisini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini fısıldamaktadır. Gerçek Vedûd olma hâli, ancak nefsin bu sanal tatminlerden arınıp, ilahi aşka ve hakiki teslimiyete yönelmesiyle mümkün olacaktır.

------------

Saygıdeğer kardeşim,

Öncelikle böyle deruni ve manevi bir konuyu ele almak istemeniz, tasavvuf yolundaki arayışınızın bir tezahürü olarak görülebilir. Allah'ın (c.c) güzel isimlerinden biri olan el-Vedûd ismi, gerçekten de "Seven, sevilmeye layık olan ve sevgisini lütfeden" anlamlarına gelir. Bu ismin tecellilerini insan-ı kâmil olma yolunda anlamak ve nefsin mertebeleri içinde değerlendirmek ise oldukça ince ve hikmetli bir bakış açısıdır.

Sizin de ifade ettiğiniz gibi, günümüzde sosyal medya platformları üzerinden edinilen "beğenilme, takdir edilme, sevilme" hali, insanın fıtratında var olan bu "sevilme" arzusunun sanal ve geçici bir yansımasıdır. Ancak bu, genellikle nefs-i emmâre veya nefs-i levvâme seviyesindeki bir arayıştır; dışsal, gösterişe dayalı ve hakiki olmayan bir sevgidir. Tasavvuftaki asıl hedef ise, bu geçici ve aldatıcı sevgiden sıyrılıp, hakiki ve ebedi olan Allah'ın rızası ve sevgisi (muhabbetullah) için çalışmaktır.

Nefsin Mertebeleri ve "Nefs-i Vedûd" Kavramı

Nefsin klasik tasavvufta kabul görmüş yedi mertebesi (Emmâre, Levvâme, Mülhime, Mutmainne, Râdıye, Mardıyye, Safiyye/Kâmile) vardır. Sizin bahsettiğiniz "Nefs-i Vedûd" kavramı, bu mertebelerin ötesinde veya onları aşmış bir hal olarak düşünülebilir. Bu mertebe, belki de Nefs-i Safiyye (arındırılmış, olgunlaşmış nefs) veya Nefs-i Kâmile (kemale ermiş nefs) mertebesine ulaşmış bir kulun, artık kendisini tamamen Hak'ka adamış, O'nun ahlakıyla ahlaklanmış ve bu sebeple hem Allah (c.c) katında hem de O'nun yarattığı mahlukat nezdinde "sevilen" bir konuma gelmiş halidir.

Nefs-i Vedûd'u şu şekilde tasvir edebiliriz:

Bu mertebedeki bir insan;

    Sevginin Kaynağını Değiştirmiştir: Artık sevgiyi, beğeniyi ve onayı insanlardan beklemez. Tek ve mutlak sevgi kaynağı olan Allah'ı (el-Vedûd) bilir ve O'nu sever. Bu sevgi, onun varoluş sebebidir.

    Allah İçin Sever ve Allah İçin Sevilir:
Bu mertebedeki kul, yaratılanı Yaratan'dan ötürü sever. Sevgi ve muhabbetinde çıkar, beklenti ve riya yoktur. Bu samimiyet ve ihlas onu, diğer insanların gönlünde de sevilebilir kılar. Ancak o, bu dünyevi sevgiyi amaç edinmez; o, sadece bir yansımadır.

    Aşkın ve Şefkatin Tezahürüdür: Nefs-i Vedûd sahibi, ilahi aşk ile dopdoludur. Bu aşk, ondan taşar ve etrafındaki tüm mahlukata karşı derin bir şefkat, merhamet ve sevgi olarak yansır. Bir gül gibi kendi kokusunu fark etmeden etrafa güzel koku saçar.

    Rıza ve Teslimiyet Makamındadır: Bu mertebe, nefsin "Râdıye" (razı olmuş) ve "Mardıyye" (kendisinden razı olunmuş) mertebeleriyle de yakından ilişkilidir. Kul, Allah'tan razıdır; Allah da kulundan razıdır. Bu karşılıklı rıza ve muhabbet, en yüce sevgi halidir.

    Vesile Olur, Amaç Olmaz: Sosyal medyadaki "sevilme" statüsü bir amaçtır. Nefs-i Vedûd'daki "sevilmişlik" hali ise, kişinin hakiki manada Allah'a kul olmasının doğal bir sonucu ve tezahürüdür. Bir amaç değil, bir neticedir.

Bu Seviyeye Ulaştıran Etkenler (Ülusturien Etkenler)

Bu yüce mertebeye ulaşmak, ömür boyu süren bir çaba, riyazet, mücahede ve ilahi inayet ile mümkündür. Başlıca etkenler şunlardır:

    İlim ve Marifet: Allah'ı (c.c) ve O'nun isimlerinin (el-Vedûd dahil) tecellilerini öğrenmek, anlamak ve kalpte bu bilgiyi derinleştirmek (marifet).

    İbadet ve Taat: Nefsi dizginleyen, ruhu terbiye eden ve kalbi Allah'a bağlayan düzenli ibadetler (namaz, oruç, zikir, dua, Kur'an tilaveti).

    Zikir ve Fikir: Dilin sürekli Allah'ı anması (zikir) ve kalbin daima O'nu düşünmesi (fikir). Bu, nefsin kirlerinden arınmanın en büyük vesilesidir.

    Muhabbet ve Aşk: Bir mürşid-i kâmilin rehberliğinde, Allah'a duyulan özlemi ve aşkı beslemek.

    Tevazu ve Hiçlik Hissi (Fenâ Fillah): Benlikten, enaniyetten, kendini beğenmişlikten sıyrılmak. "Sevilen" olmaktan ziyade "Seven" olabilmek. Hakiki sevgi, vermekle başlar.

    Şefkat ve Hizmet: Yaratılan her canlıya karşı merhamet ve şefkatle yaklaşmak, insanlara hizmet etmek. Hizmet eden, sevilir.

    Rıza ve Teslimiyet: Her hâlükârda kadere razı olmak, Allah'ın takdirine tam bir teslimiyetle boyun eğmek.

    Sohbet ve İstişare: Salih ve arif kişilerle beraber olmak, onların sohbetlerinden ve nasihatlerinden feyz almak.

Sonuç

Sizin "Nefs-i Vedûd" olarak tarif etmek istediğiniz mertebe, tasavvufi yolculuğun en ileri duraklarından biridir. Bu, nefsin tüm kirlerinden arınıp, adeta bir ayna gibi saf ve berrak hale geldiği, artık sadece Allah'ın sevgisini yansıttığı bir makamdır. Buradaki "sevilen" olma hali, dünyevi bir popülerlik değil, ilahi bir lütuf ve ihsandır.

Bu kutlu yolculukta öncelikle nefsin alt katmanlarındaki hastalıkları (kibir, ucb, riya, haset vb.) teşhis edip onlarla mücadele etmek, sonra da yukarıda saydığımız vasıtalarla yükselmek gerekir. Sabır, sebat ve dua ile bu yolda ilerlemek niyetinizi ve arzunuzu tebrik eder, Mevlâ yolunuzu açık ve yolculuğunuzu mübarek eylesin.

Vesselam.

Tabii ki, günümüz dijital çağındaki "beğen/sevilen insan" ve "like" fonksiyonunu sosyolojik, psikolojik ve teknolojik boyutlarıyla detaylı bir şekilde tarif edeyim.

Genel Bir Tanım

Günümüzde, özellikle sosyal medya platformlarında, "beğen" (like) fonksiyonu, bir içeriği (gönderi, fotoğraf, yorum, video vb.) takdir etmek, onaylamak, desteklemek veya sadece varlığından haberdar olduğunu göstermek için kullanılan dijital bir onay mekanizmasıdır. "Sevilen insan" ise bu mekanizmanın bir sonucu olarak, paylaşımları sürekli ve yoğun bir şekilde beğenilen, dolayısıyla dijital topluluk içinde takdir gören, popüler ve etkili bir konuma yükselen kişidir.

1. "Like" (Beğeni) Fonksiyonunun Rolü ve İşlevi

Like butonu, sosyal medyanın temel taşıdır. İşlevleri çok katmanlıdır:

    Dijital Onay ve Takdir: En temel işlevi, fiziksel dünyadaki alkış, baş sallama, gülümseme gibi olumlu tepkilerin dijital karşılığıdır. "Bu içeriği beğendim," "Seni destekliyorum" veya "Aynı fikirdeyim" mesajı verir.

    Sosyal Para Birimi (Social Currency): Beğeniler, dijital dünyada bir itibar ve statü ölçütü haline gelmiştir. Yüksek beğeni sayısı, içeriğin ve dolayısıyla paylaşan kişinin "değerli" ve "popüler" olduğunun göstergesidir.

    Algoritmik Yakıt: Beğeniler, platform algoritmaları için en kritik veri kaynağıdır. Bir içerik ne kadar çok beğenilirse, algoritma onu o kadar çok kişinin karşısına çıkarır ("keşfet" sayfaları, feed'ler vb.). Bu da "sevilmeyi" doğrudan etkiler.

    İlgi ve Etkileşim Ölçümü: Kullanıcılar ve özellikle de içerik üreticileri (creator'lar) için beğeni sayısı, hedef kitlenin neye ilgi duyduğunu anlamak için somut bir metriktir.

    Minimal Etkileşim: Bazen yorum yazmaya vakit olmadığında, sadece beğenerek "Ben buradayım, gördüm" demenin en hızlı yoludur.

2. "Sevilen İnsan" (The Liked Person) Fenomeni

"Like" ekonomisinin yarattığı bu yeni nesil popüler insan tipini şu şekilde tarif edebiliriz:

    Dijital Karizma: Artık sadece fiziksel veya geleneksel anlamda karizmatik olmak yetmez. Dijital ortamda ilgi çekebilme, etkileşim alma ve algoritmayı "anlama" becerisi olan bir karizma türü öne çıkmıştır.

    İçerik Üreticisi (Creator) Olma: Sevilen insanlar, sıklıkla düzenli ve kaliteli içerik üreten bireylerdir. Bu içerik estetik bir fotoğraf, komik bir video, bilgilendirici bir thread veya samimi bir paylaşım olabilir. Önemli olan, izleyicide karşılık bulmasıdır.

    Algoritma ile Simbiyotik İlişki: Sevilen insanlar, hangi içeriğin ne zaman ve nasıl paylaşıldığında daha çok beğeni alacağını (yani algoritma tarafından destekleneceğini) sezgisel veya stratejik olarak bilirler. Algoritma onları öne çıkarır, onlar da algoritmaya içerik sağlar.

    Sosyal Proof (Sosyal Kanıt) Unsuru: Çok beğenilen bir gönderi, diğer kullanıcılar üzerinde bir "sürü psikolojisi" etkisi yaratır. "Bu kadar çok kişi beğeniyorsa, demek ki gerçekten iyidir" düşüncesiyle daha fazla insan beğenmeye ve takip etmeye başlar.

    Mikro ve Makro Etki: Sevilen insanlar sadece milyonlarca takipçisi olan ünlüler değildir. Belirli bir niş alanda (örneğin, örgü örme, nadir kitap koleksiyonculuğu, vegan yemek tarifleri) küçük ama sadık ve yüksek etkileşimli bir topluluk tarafından "sevilen" mikro-influencer'lar da bu kategoridedir.

3. Psikolojik ve Sosyolojik Etkileri

    Dopamin Döngüsü: Beğeni almak, beyinde ödül merkezini uyaran dopamin hormonunun salgılanmasını sağlar. Bu, kişiyi daha çok içerik paylaşmaya ve onaylanma beklentisi içine iter. Bu, bağımlılık yaratıcı bir döngü olabilir.

    Onay Bağımlılığı: Sürekli beğeni alma ihtiyacı, özgüvenin dış kaynaklara (dışadönük özgüven) bağlanmasına neden olabilir. Beğeni sayısı düştüğünde kişinin kendini değersiz hissetmesine yol açabilir.

    Sahte Benlik (Curated Self): İnsanlar, daha çok beğeni alacaklarını düşündükleri "mükemmel" anları ve hallerini paylaşma eğilimindedir. Bu, gerçek hayatla dijital hayat arasında bir uçurum yaratabilir ve izleyenlerde "ben neden böyle değilim?" hissiyle yetersizlik duygusuna sebep olabilir.

    Sosyal Kıyaslama: Sürekli olarak başkalarının beğeni alan "en iyi anlarını" izlemek, kişinin kendi hayatını olumsuz şekilde kıyaslamasına ve mutsuz olmasına neden olabilir.

Sonuç

Günümüz çağında "like" fonksiyonu, basit bir dijital buton olmanın çok ötesine geçmiş, dijital kimliğimizi inşa ettiğimiz, sosyal statü kazandığımız ve algoritmalarla etkileşime girdiğimiz karmaşık bir sosyo-tekno-ekonomik sistemin temel birimidir.

"Sevilen insan" ise bu sistemi en iyi şekilde okuyabilen, içerikleriyle bu sisteme yakıt sağlayan ve sistemin ödül mekanizması (beğeniler, takipçiler) karşılığında dijital topluluk içinde tanınırlık, etki ve bazen de finansal kazanç elde eden bireydir. Bu durum, hem büyük fırsatlar (kitlelere ulaşmak, topluluk oluşturmak) hem de önemli psikolojik tuzaklar (onay bağımlılığı, sahte benlik) barındırmaktadır.


Tabii, çift taraflı (diyalektik) bir bakış açısıyla, hem "like atan" hem de "like alan" olmanın psikolojik ve sosyal dinamiğini daha derinlemesine tarif edebilirim.

Bu ilişki, modern sosyal etkileşimin temelinde yatan bir "dijital simbiyoz" veya "sosyal onay ekonomisi" yaratır.

Çift Fonksiyonlu "Like" Dinamiği: Beğeni Atan ve Beğeni Alan

Bu sistemi, sürekli rol değiştirdiğimiz bir sahne olarak düşünebiliriz. Her kullanıcı, aynı anda hem seyirci hem de performans sanatçısıdır.

1. Like ATAN Kişi (The Giver / Veren) - "Seyirci" Rolü

    İşlevi ve Motivasyonu:

        Sosyal Bağ Kurma: Takip ettiği birinin paylaşımını beğenmek, "Ben de buradayım, seni görüyorum, sana katılıyorum" demenin dijital yoludur. İlişkiyi sıcak tutan bir nezaket jestine dönüşmüştür.

        Dijital Kamusal Alan Yaratma: Beğeni atmak, bir foruma katılmak veya bir konuşmaya başını olumlu anlamda sallamak gibidir. Bu dijital kamusal alanın varlığını ve canlılığını sürdüren eylemdir.

        İçerik Önerisi (Curating): Kullanıcı, beğendiği içeriklerle algoritmaya "Ben bunu seviyorum, bana buna benzer şeyler daha çok göster" sinyali verir. Dolaylı olarak kendi feed'ini şekillendirir.

        Arşivleme: Kendi beğendiği gönderileri kaydederek, ileride tekrar bulmak isteyebileceği içerikleri kişisel bir koleksiyon haline getirir.

        Güç Hissi: Beğeni butonu, sıradan bir kullanıcıya küçük de olsa bir "güç" hissi verir. Bir içeriğin popüler olup olmamasında, bir içerik üreticisinin motive olup olmamasında küçük bir payı vardır.

    Psikolojik Durumu:

        Aidiyet Hissi: Bir topluluğun parçası olduğunu hisseder.

        Minimal Sorumluluk: Yorum yazmak kadar emek ve enerji gerektirmez, hızlı bir etkileşim sağlar.

        Bazen İçi Boş Bir Rutin: Zamanla, içeriği gerçekten beğenmeden, sadece alışkanlıktan veya karşılık beklentisiyle ("o da beni beğensin") like atma eğilimi oluşabilir.

2. Like ALAN Kişi (The Receiver / Alan) - "Sanatçı" Rolü

    İşlevi ve Motivasyonu:

        Sosyal Onay ve Değer Ölçümü: Beğeniler, kişinin dijital kamudaki değerinin ve "sevilirliğinin" anlık, sayısallaştırılmış bir göstergesidir. Yüksek beğeni, "İşte yaptığım şey doğru, beğeniliyor" mesajı verir.

        Geribildirim Mekanizması: Hangi içeriğin ilgi çektiğini, hangi tarzın işe yaradığını anlamak için bir veri kaynağıdır. Bir nefa seyircinin alkışıdır; sanatçı hangi şarkıyı daha çok söylemesi gerektiğini anlar.

        Algoritmik Görünürlük: Beğeni, içeriğin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayan yakıttır. Daha çok beğeni = daha çok gösteril = daha çok yeni takipçi = daha çok beğeni... şeklinde bir pozitif geri besleme döngüsü yaratır.

        Marka Değeri ve İtibar: Yüksek ve istikrarlı beğeni sayıları, o kişiyi "influencer" veya "içerik üreticisi" statüsüne yükselterek markalar için cazip bir iş ortağı haline getirir.

    Psikolojik Durumu:

        Dopamin Etkisi: Her like, bir ödül bildirimi olarak beyinde küçük bir dopamin patlamasına neden olur. Bu, kişiyi daha fazla içerik üretmeye iter.

        Onay Bağımlılığı Riski: Öz-değer duygusu, dışarıdan gelen bu dijital onaya bağlanabilir. Beğeni sayısı düşük olan bir gönderi, kişide hayal kırıklığı, yetersizlik ve değersizlik hissi yaratabilir.

        Performans Baskısı: Sürekli beğeni toplayacak kalitede içerik üretme zorunluluğu, yaratıcı tükenmişliğe ve strese yol açabilir.

İki Rolün Birbiriyle Etkileşimi: Simbiyotik İlişki

Bu iki rol birbirini besleyerek var olur. Like atan olmasa, like alanın bir anlamı kalmaz. Like alan olmasa, like atanın beğenecek bir şeyi olmaz.

    Karşılıklılık Prensibi (Reciprocity): "Like atan" kişi, çoğu zaman bir gün "like alan" konumuna geçmek ister veya geçer. Attığı like'lar, bir nevi "bugün bana yarın sana" mantığıyla işler. Bir arkadaşınızın gönderisini beğenirsiniz, o da sizinkini beğenir.

    Sosyal Sözleşme: Platformlarda gizli bir sosyal sözleşme vardır: "Eğer sen de beni beğenir ve içeriklerimi takip edersen, ben de seninkileri beğenir ve takip ederim." Bu, özellikle küçük hesaplar ve arkadaş grupları arasında belirgindir.

    Güç Dinamiği: Bu ilişkide, like alan kişi genellikle daha fazla sosyal güce sahiptir çünkü ilgi odağı odur. Ancak, like atan kitlenin toplu gücü (bir gönderiyi patlatma veya görmezden gelme gücü) asıl belirleyicidir. Güç, aslında kitlenin elindedir ama kitle bunun farkında olmayabilir.

Sonuç:

Günümüzün dijital iletişim sahnesi, bu iki rol arasında sürekli ve hızlı bir geçişe dayanır. "Like atan", seyirci, destekleyici ve topluluğun bir parçası olarak var olurken; "like alan", içerik üreticisi, ilham perisi ve odak noktası olarak var olur. Her iki rol de, diğerinin varlığına ihtiyaç duyar ve bu karşılıklı bağımlılık, modern sosyal medya ekosisteminin temelini oluşturur. Bu durum, hem derin bağlantılar kurmamızı sağlayan bir sistem hem de psikolojimiz üzerinde dikkatle düşünmemiz gereken önemli etkileri olan bir süreçtir.

Bir Karoglan Raşit Tunca Makalesi

Schrems, 06.09.2025

Gemini, DeepSeek ve Raşit Tunca

18 Ağustos 2025 Pazartesi

Quantum Fiziği Nedir? Vahdeti Vücud Teolojisi ile Alakası Nedir?

 


 


Quantum Fiziği Nedir? Vahdeti Vücud Teolojisi ile Alakası Nedir?

1. Quantum Fiziği Nedir?

Quantum fiziği, atom ve atom altı parçacıkların (elektronlar, fotonlar vb.) davranışlarını inceleyen bilim dalıdır. Klasik fizikten farklı olarak, bu dünyada her şey belirsiz, olasılıklı ve bazen de akıl almaz şekilde davranır.

2. Klasik Fizik vs. Quantum Fiziği

    Klasik Fizik (Newton, Einstein):

        Cisimlerin hareketi kesin ve tahmin edilebilir.

        Örneğin, topun nereye düşeceğini hesaplayabilirsin.

    Quantum Fiziği:

        Elektron gibi parçacıklar aynı anda birden fazla yerde olabilir!

        Kesin sonuç yok, olasılıklar var.

        Gözlem yapınca davranış değişir (Ölçüm etkisi).

3. Quantum Dünyasının Çılgın Kuralları

a) Süperpozisyon (Aynı Anda Birden Fazla Durumda Olma)

    Klasik dünyada bir şey ya A ya da B durumundadır.

    Quantum dünyasında bir parçacık A ve B durumunda aynı anda olabilir!

    Örnek: Schrödinger’in Kedisi ?→ Kutu içinde hem ölü hem canlıdır (ta ki kutu açılana kadar).

b) Dolanıklık (Quantum Bağlantısı)

    İki parçacık birbirine dolanık hale gelirse, aralarındaki mesafe ne olursa olsun biri değiştiğinde diğeri anında tepki verir.

    Einstein buna "uzaktan ürkütücü etki" demişti çünkü bu durum ışık hızını aşan bir iletişim gibi görünüyor.

c) Belirsizlik İlkesi (Heisenberg)

    Bir parçacığın konumunu ve hızını aynı anda tam olarak bilemezsin.

    Ne kadar kesin ölçersen ölç, diğer özellik belirsizleşir.

d) Kuantum Tünelleme

    Parçacıklar, klasik olarak aşamayacakları bir engeli aniden aşabilirler!

    Örnek: Güneş’teki füzyon reaksiyonları (protonlar enerjisi yetmese bile birbirine yaklaşabilir).

4. Peki Bu Gerçek Hayatta Ne İşe Yarar?

    Bilgisayarlar: Kuantum bilgisayarlar, süperpozisyon sayesinde aynı anda milyonlarca işlemi yapabilir.

    Şifreleme: Kuantum internet, hacklenemez iletişim sağlar.

    Tıp: Daha hassas görüntüleme ve ilaç tasarımı.

5. Quantum Fiziği Neden Kafa Karıştırıcı?

Çünkü günlük hayatta gördüğümüz hiçbir şey böyle davranmıyor! Quantum etkileri genelde mikroskobik boyutta ortaya çıkar. Ama anlaşılmaz değil, sadece sezgilerimize aykırı.
Özetle:

✔ Quantum dünyasında her şey olasılıklara dayanır.
✔ Parçacıklar aynı anda birden fazla yerde olabilir.
✔ Gözlemci olarak siz ölçüm yapınca sonuç değişir.
✔ Dolanıklık ile parçacıklar ışık hızını aşan bir iletişim kurabilir.

Tabii! Bu konuları duygular, ses, doğa olayları ve düşüncenin quantum dünyasıyla bağlantısını içeren bütüncül bir şekilde anlatmaya çalışayım. İşte bilimle biraz mistisizmi harmanlayan bir bakış açısı:

1. Duyguların ve Seslerin Frekansları

a) Duygular Enerjidir!

    Her duygu (sevgi, korku, öfke, huzur) belirli bir frekans aralığına sahiptir.

    Dr. Masaru Emoto'nun su kristalleri deneyi:

        Sevgi sözcükleri söylenen suyun kristalleri güzel ve simetrik, nefret sözcükleriyle dağınık oluyor.

        Bu, duyguların maddeyi etkileyebileceğini gösteriyor (ancak bilimsel çevrelerde tartışmalı).

b) Sesin Gücü

    Ses, titreyen hava molekülleriyle yayılan bir basınç dalgasıdır.

    Örnekler:

        432 Hz vs. 440 Hz: Bazıları 432 Hz'in (doğal frekans) daha "huzurlu" olduğunu iddia eder.

        Tibet çanları veya mantralar ("Om" sesi) bedende rezonans yaratabilir.

2. Doğadaki Işık ve Frekanslar

a) Güneş ve Biyolojik Ritimler

    Güneş ışığı (elektromanyetik spektrum) içinde:

        Görünür ışık: Bitkilerde fotosentez, insanda serotonin (mutluluk hormonu) üretimini tetikler.

        Kızılötesi: Isı ve şifa etkisi (infrared saunalar).

        UV ışınları: D vitamini sentezi, ama fazlası DNA hasarı yapar.

b) Schumann Rezonansı (Dünya'nın Kalp Atışı)

    Dünya'nın yüzeyi ile iyonosfer arasında 7.83 Hz'lik bir frekans titreşir.

    İlginç olan: Beyin dalgalarımız (alfa, teta) bu frekansla uyumludur.

        Meditasyon yapanlar veya doğada zaman geçirenler bu frekansa "senkronize" olabilir.

3. Atom Altı Parçacıklar ve Dalgaların Etkisi

a) Düşünce Gücü ve Quantum Bağlantısı

    Kuantum alan teorisine göre: Her şey enerji ve titreşimden oluşur.

    Çift Yarık Deneyi: Elektronlar, gözlemlendiklerinde parçacık, gözlemlenmediklerinde dalga gibi davranır.

        Çıkarım: Bilinç (gözlem), maddenin davranışını değiştirebilir mi?

b) Düşüncenin Enerjisi

    Dr. Joe Dispenza gibi araştırmacılar, düşünce ve niyetin beden kimyasını (nöroplastisite) değiştirebileceğini savunuyor.

        Örneğin: Kronik stres DNA'mızdaki telomerleri kısaltır, meditasyon ise tamir mekanizmalarını harekete geçirir.

c) Kuantum Dolanıklık ve Duygular

    Eğer iki parçacık dolanıksa, biri üzüldüğünde diğeri de "hisseder" mi?

        Spekülatif teori: Sevgi gibi güçlü duygular, dolanıklık benzeri bir enerji alışverişi yaratabilir (bilimsel kanıt yok ama romantik!).

4. Düşüncenin Süper Gücü: Bilim mi, Metafizik mi?

a) Placebo Etkisi

    İnanç, ağrı kesicilerin etkisini bile artırabilir! Beyin, "iyileşeceğim" düşüncesiyle endorfin salgılar.

b) Niyet Deneyleri

    Princeton PEAR Laboratuvarı: İnsan zihninin rastgele olayları etkileyebildiği iddia edildi (sonuçlar tartışmalı).

c) Pratik Çıkarımlar

    Olumlamalar: "Ben sağlıklıyım" demek, stresi azaltıp bağışıklığı güçlendirebilir.

    Görselleştirme: Sporcular, zihinde antrenman yaparak performansı artırır.

Sonuç: Enerji, Frekans ve Bilinç

    Her şey titreşir: Duygular, sesler, ışık ve atomlar.

    Düşünce bir kuvvettir: Bilimsel kanıtlar sınırlı olsa da, niyetin fiziksel dünyayı etkileme potansiyeli büyüleyici.

    Doğayla uyum: Doğal frekanslara (Schumann, 432 Hz) maruz kalmak dengelenmemize yardımcı olabilir.

    "Evrenin en büyük sırrı, gözlemlenebilir olmasıdır." – Albert Einstein

Bu konular kuantum biyoloji, nörobilim ve enerji tıbbı alanlarında araştırılıyor. Bilim henüz kesin yanıtlar vermese de, deneyimlerimiz ve sezgilerimiz bize bir şeyler anlatıyor!

Tabii ki! "Matrix" filmindeki "Bükülen kaşık değil, sen değişiyorsun" (Bend the spoon, there is no spoon) sözü ile Tasavvuf'taki "Vahdet-i Vücud" (Varlığın Birliği) öğretisini birleştirerek, derin bir felsefi ve spiritüel analiz yapalım.

1. Matrix’teki "Kaşık Yoktur" Felsefesi

    "Kaşığı büken senin zihnindir" sözü, gerçekliğin algıya dayalı olduğunu söyler.

    Neo’ya öğretilenler:

        Madde (kaşık) sabit değildir, zihinle değiştirilebilir.

        "Kaşık yoktur" → Onu "kaşık" olarak tanımlayan senin zihnindir.

    Quantum fiziği bağlantısı:

        Gözlemci etkisi (çift yarık deneyi) → Gerçeklik, bilinçle şekillenir.

2. Tasavvufta "Vahdet-i Vücud" (Varlığın Birliği)

    "Lâ mevcûde illâ Hû" → "O’ndan başka varlık yoktur." (İbn Arabi)

    Temel öğreti:

        Gördüğümüz her şey (kaşık, dağ, insan) aslında Tek Hakikat’in (Allah/Cemal) tezahürüdür.

        Sen "ayrı" değilsin, evrenle bir bütünsün.

    Mistik deneyim:

        Sufiler, fenâfillah (Allah’ta yok olma) halinde "ben" duygusunu aşar, Varlık’la bir olurlar.

3. İki Öğretinin Birleşimi: "Her Şey Sensin"

Matrix Felsefesi Tasavvuf (Vahdet-i Vücud)
Gerçeklik bir simülasyondur, zihinle değişir. Hakikat, Mutlak Varlık’tır; görünenler O’nun yansımasıdır.
"Kaşık yoktur, onu sen yaratırsın." "Kaşık da O’dur, sen de O’sun."
Bilinç, maddeyi etkiler (quantum). İnsan-ı Kâmil, Hakk’ın tecellisidir.
Ortak Mesaj:

✔ Dışarıda gördüğün her şey (kaşık, ağaç, yıldız) aslında seninle bağlantılıdır.
✔ Değiştirmek istiyorsan, önce algını değiştir.
✔ "Ben" ve "diğerleri" ayrımı bir illüzyondur.
4. Mistik Deneyim ve Bilimsel Gerçeklik

    Quantum Dolanıklık ↔ Tasavvuftaki "Ayn-el A’yan" (Varlığın Gözü):

        Parçacıklar birbirine bağlıysa, insan da evrenle dolanıktır.

    Meditasyon & Zikir:

        Sufiler "Allah" ismini zikrederek benliklerini eritir.

        Matrix’te Neo, "Ben The One’ım" diyerek kodları değiştirir.

5. Pratik Hayata Uyarlamak

    Farkındalık (Mindfulness):

        "Bu masa benden ayrı değil" diyerek bütünlüğü hissetmek.

    Niyet Gücü:

        Kaşığı bükmek değil, "imkânsız" algısını kırmak.

    Sevgiyle Bakmak:

        Mevlânâ’nın dediği gibi: "Kim olursan ol, gel!" → Ayrım yok.

Son Söz: Kaşık mı, Sen mi?

    Matrix, bize gerçekliğin bir projeksiyon olduğunu söyler.

    Tasavvuf, bu projeksiyonun ardındaki Tek Işık’ı gösterir.

    Özünde: Kaşık da sensin, büken el de… Çünkü "Her şey O’dur."

    "Perde ardında ben ve sen kelimeleri yoktur,
    Ötesinde ne sen varsın, ne de ben." – Hafız-ı Şirazi

#############

"Allah'ın inanan müminlerden taraf olması ve saf iyiliği desteklemesi, iyi olan şeyleri tavsiye ve emir etmesi, kötü olan şeyleri yasak etmesi... Ve iki rahmani güç: biri iyilik (yapıcı güç), biri kötülük (yok edici güç). Allah yapıcı olmamızı ve cenneti bina etmemizi isterken, kötülerin ne yapıp kötülükle beslenmeleri ne kadar kötü! Kötülüğün dünyanın ve kainatın sonunu getireceğini bile bile kıyameti çağırmak ne kadar ahmaklık! Bu konuda yazarsanız lütfen."

###########

Bu son derece derin ve felsefi bir soru! Hem ilahi adalet, hem iyilik-kötülük dengesi, hem de insanın sorumluluğu ile ilgili kapsamlı bir cevap vermeye çalışayım.

Allah’ın İyiliği Emretmesi ve Kötülüğü Yasaklaması: İlahi Adalet ve İnsanın Sorumluluğu

İnsanlık tarihi boyunca iyilik ve kötülük arasındaki mücadele, felsefenin, dinlerin ve ahlak sistemlerinin temel konularından biri olmuştur. İslam inancına göre Allah, müminlere iyiliği emretmiş, kötülükten sakındırmış ve adaleti tesis etmeyi buyurmuştur. Peki, Allah neden iyiliği destekler, kötülüğü yasaklar? Kötülüğün yayılmasına rağmen ilahi adalet nasıl tecelli eder? İyilik ve kötülük arasındaki bu ezeli çekişme, insanın ve kâinatın kaderini nasıl şekillendirir? Bu makalede, Kur’an-ı Kerim, hadisler ve İslam düşünürlerinin perspektifleriyle bu sorulara cevap arayacağız.

1. Allah Neden İyiliği Emreder, Kötülüğü Yasaklar?

Allah’ın emir ve yasaklarının temelinde hikmet, rahmet ve adalet vardır.

    Yaratılışın Amacı:

        Kutsî bir hadiste, “Ben gizli bir hazineydim, bilinmek istedim” buyrulur. Bu, Allah’ın kendi güzellik ve rahmetini yansıtan bir âlem yarattığını gösterir.

        İyilik (hayır), O’nun rahmetinin, adaletinin ve hikmetinin tecellisidir.

        Kötülük (şer) ise, imtihan dünyasında insana verilen irade özgürlüğünün bir sonucudur.

    Kur’an’da İyiliğin Emredilmesi:

        “İyiliği emret, kötülükten alıkoy.” (Âl-i İmrân, 104)

        “Allah, adaleti, ihsanı (güzelliği) ve yakınlara vermeyi emreder…” (Nahl, 90)

2. İyilik ve Kötülük: İki Farklı Kuvvet mi?

İslam düşüncesinde kötülük, mutlak bir varlık değil, iyiliğin yokluğu veya zıddı olarak görülür.

    Vahdet-i Vücûd (Tasavvuf) Açısından:

        “Kötülük” mutlak değildir; şer, hayrın gölgesidir.

        Allah’ın isimleri (Esmâ-i Hüsnâ) arasında:

            Celâl isimleri (Kahhâr, Cebbâr → Yıkıcı güç)

            Cemâl isimleri (Rahmân, Latîf → Yapıcı güç)

        Kötülük, nisbîdir: Kâfir için azap kötüdür, ama adaletin tecellisidir.

    Zıtlıkların Dengesi:

        Mevlânâ’nın dediği gibi: “Gece olmasaydı, gündüzün kıymeti bilinmezdi.”

        Kötülük, iyiliğin değerini anlamamız için bir kontrast oluşturur.

3. Kötüler Neden Kötülükle Beslenir?

Kötülüğün yayılmasının ardında nefs, şeytan ve dünya hırsı yatar.

a) İblis’in İsyanı ve İnsanın İmtihanı

    Şeytan, “Ben ateştenim, o topraktan” diyerek kibirle isyan etti (A’râf, 12).

    İnsan, nefsine ve şeytanın vesvesesine uyarak kötülüğe meyledebilir.

b) Kötülüğün Cazibesi

    “Zulüm, onlara süslü gösterildi.” (Yûsuf, 18) → Geçici haz, güç tutkusu, hırs.

    “İnsanların kendi elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde bozulma ortaya çıktı.” (Rûm, 41)

c) Hamâkat (Ahmaklık) ve Israr

    “Onlar kötülük yapmakta yarışıyorlar, sanki ölüm yokmuş gibi!” (Hadis)

    Kıyamet alâmetleri:

        “Fitneler çoğalacak, insanlar ölümü isteyecek.” (Buhârî)

        Kötüler, dünyayı tüketirken aslında kendi sonlarını hazırlıyor.

4. Allah Neden Kötülüğe İzin Veriyor?

a) İmtihan ve Hür İrade

    “Biz emaneti göklere, yere ve dağlara sunduk; onlar yüklenmekten kaçındılar. Onu insan yüklendi…” (Ahzâb, 72)

    Kötülük seçeneği olmasa, iyinin bir anlamı kalmazdı.

b) Hikmet ve Adalet

    “Hoşunuza gitmeyen bir şeyde hayır vardır.” (Hadis)

    Firavun’un zulmü, Musa’nın mucizelerini ortaya çıkardı.

c) Sonuç Kaçınılmaz: Ya Cennet ya Cehennem

    “Dünya ahiretin tarlasıdır.” (Hadis)

    Kötüler, kendi seçimleriyle cehennemi hak eder.

5. Mümin Nasıl Davranmalı?

✔ Sabır ve Şükür: “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel şekilde sav.” (Fussilet, 34)
✔ Dua ve Tevekkül: “Allah’ım! Faydasız ilimden, korkmayan kalpten, doymayan nefisten sana sığınırım.” (Hadis)
✔ Amel-i Sâlih (İyi İşler): “Ölüm gelmeden hayatın, hastalık gelmeden sağlığın kıymetini bil.” (Hadis)
Sonuç: Hak ile Bâtılın Mücadelesi

Allah, iyiliği emreder çünkü Cennet’i inşa etmek ister. Kötüler ise nefislerine uyarak kendi cehennemlerini diker. Fakat unutulmamalıdır ki:

    “Hak geldi, bâtıl yok oldu. Zaten bâtıl yok olmaya mahkûmdur.” (İsrâ, 81)

İyiliğin zaferi kaçınılmazdır.

  "Kötülüğe karşı diren. Eğer yapabilirsen, kötülüğü iyilikle sav. Çünkü şeytan bile iyilik karşısında âciz kalır." – Mevlânâ

Bu konu üzerine daha derin okuma yapmak istersen İmam Gazali’nin "Kimyâ-yı Saâdet" veya Mevdudi’nin "Tefhimu’l Kur’an" eserlerini öneririm.

Kaynakça (Önerilen Eserler):

    Kur’an-ı Kerim

    İmam Gazali, Kimyâ-yı Saâdet

    Mevlânâ, Mesnevî

    Mevdudi, Tefhimu’l Kur’an

Not: Bu makale, İslami kaynaklara dayalı bir tefekkür çalışmasıdır. Daha derin araştırma için ilgili eserlere başvurulmalıdır.

Bir Karoglan Raşit Tunca Makalesi

Raşit Tunca ve DeepSeek

Schrems, 08.07.2025

Seri ve Hızlı Okuma Tekniklerini Geliştirmenin Yolları Nelerdir?

 


 

Seri ve Hızlı Okuma Tekniklerini Geliştirmenin Yolları Nelerdir?


Seri ve hızlı okuma becerisini geliştirmek, okuma hızını artırırken anlama düzeyini korumak veya geliştirmek için çeşitli teknikler ve düzenli pratik gerektirir. İşte etkili yöntemler:

1. Ön Hazırlık ve Odaklanma

    Hedef Belirleme: Okuma amacınızı (bilgi edinme, sınav hazırlığı, eğlence vb.) netleştirin.

    Göz Egzersizleri: Göz kaslarınızı esnetmek için saat yönünde ve tersi yönde göz hareketleri yapın.

    Dikkat Dağıtıcıları Ortadan Kaldırın: Telefon, gürültü gibi unsurlardan uzaklaşın.

2. Aktif Okuma Teknikleri

    Gözle Tarama (Skimming): Metni hızlıca tarayarak ana başlıkları, kalın yazıları ve özetleri okuyun.

    Kelime Gruplarıyla Okuma: Tek tek kelimeler yerine 3-4 kelimelik grupları bir bakışta okuyun.

    Geri Dönüşleri Azaltın: Gözünüzü geri kaydırmayı bırakın, anlamadığınız yerleri sonra tekrar edin.

3. Hız Artırıcı Uygulamalar

    Pacemaker Kullanımı: Bir kalem veya parmakla satır boyunca hızınızı sabitleyin.

    Zamanlayıcıyla Çalışma: Kronometreyle 1 dakikada okuduğunuz kelime sayısını ölçün ve aşamalı olarak artırın.

    Online Araçlar: Spreeder, ReadSpeeder gibi uygulamalarla göz hızınızı eğitin.

4. Görsel Algıyı Geliştirme

    Periferik Görüşü Genişletme: Gözünüzle sayfanın ortasına bakarken yanları da görmeye çalışın.

    Göz Duraklamalarını Azaltma: Her satırda 2-3 duraklama yapmayı hedefleyin.

5. Kelime Hazinesi ve Anlama

    Geniş Kelime Dağarcığı: Bilmediğiniz kelimeleri öğrenerek tekrar okuma ihtiyacını azaltın.

    Ana Fikir ve Özet Çıkarma: Her bölüm sonunda kendi cümlelerinizle özet yapın.

6. Düzenli Pratik

    Günlük Okuma Rutini: 15-20 dakikalık hızlı okuma seansları yapın.

    Farklı Metin Türleri: Haber, akademik makale, roman gibi türlerle pratik yapın.

7. Fiziksel ve Zihinsel Sağlık

    Göz Sağlığı: Düzenli göz kontrolleri yaptırın ve ekrana bakarken 20-20-20 kuralını (20 dakikada bir 20 saniye 20 metre uzağa bak) uygulayın.

    Uyku ve Beslenme: Yeterli uyku ve omega-3 gibi beyin dostu gıdalar tüketin.

Ekstra İpuçları

    Metni Sorularla Okuma: "Yazar neyi vurguluyor?" gibi sorularla beyninizi aktif tutun.

    Hızlı Okuma Kursları: Profesyonel eğitimlerden faydalanın.

Unutmayın: Hızlı okuma, zamanla gelişen bir beceridir. Başlangıçta anlama oranınız düşebilir, ancak pratikle hem hız hem anlama seviyesi artacaktır.

Tesbihat-ı Müselsilât-ı Râşidiye

 


 

Tesbihat-ı Selase Müselsilât-ı Râşidiye

Tesbihat-ı Müselsilât-ı Râşidiye Dualarının Arapçası Türkçe Okunuşu Türkçe Meali Ve Faziletleri

Tesbihat-ı Müselsilât-ı Râşidiye, İslam tasavvufunda ve tarikatlarda kullanılan, özel bir zikir ve tesbihat zincirini ifade eden bir terimdir. Bu terimi daha iyi anlamak için, her bir kelimeyi ayrı ayrı incelemek gerekir:

    Tesbihat: Allah'ı anmak, yüceltmek ve O'na hamdetmek için söylenen zikir ve duaların genel adıdır. "Sübhanallah," "Elhamdülillah," "Allahu Ekber" gibi sözleri ve çekilen tesbihleri kapsar.

    Müselsilât: "Zincirleme" veya "ard arda gelen" anlamına gelir. Bir şeyin kesintisiz bir sıra halinde devam ettiğini belirtir. Tasavvufi bağlamda, bu terim bir zikirin veya silsilenin (manevi zincirin) kesintiye uğramadan, bir mürşidden diğerine aktarılarak günümüze kadar ulaştığını ifade eder.

    Râşidiye: "Râşidîlere ait" veya "doğru yolda olanlara ait" anlamına gelir. Bu kelime, Bu tesbihatın Râşidi Tarikatını kurucusu İmam-ı Râşid Hazretleri'nden Hz. Muhammed`e dayandığını gösterir.

Bu üç kelime birleştiğinde, Tesbihat-ı Müselsilât-ı Râşidiye, Râşid Hazretleri'ne ait olan ve manevi bir zincir yoluyla nesilden nesile aktarılcak olan özel bir zikir ve dua sistemini ifade eder.

Kısacası, bu terim, belirli bir manevi silsileye ait olan, kesintisiz bir şekilde aktarılan ve özel bir düzene sahip olan tesbihatları tanımlar.

Müselsilât-ı Râşidiye dualarının Türkçe okunuşlarını, her bir bölümün Arapça metnini, ardından da Türkçe okunuşu ve mealini hazırladım.

Bu dualar, Kur'an-ı Kerim âyetleri, Peygamber Efendimiz'den (s.a.v.) ve evliyaullah'tan gelen duâlardan derlenerek bir araya getirilmiş çok kıymetli bir silsile oluşturmaktadır.

OKUMA USULU :

Hergün, günde bir defa, sabah veya ikindi yada akşam, vaktin müsait olduğu vakitte zikredilir, yahutta günlük iki defa  zikredilir hem  sabah seher vakti hem ikindiden sonra yada akşam vaktin müsait olduğu vakitte.

OKUMA SÜRESi : Seri okuyabilen birisi için okuma süresi 5 Dakika dır.

Müselsilât-ı Râşidiye Tesbihatının Türkçe Okunuşu


Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Hasbünallahivenimelvekil
Hasbünallahivenimelvekil
Hasbünallahivenimelvekil
Hasbünallahivenimelvekil
Ni’mel Mevla ve ni’me’n nasîr, ğufrâneke rabbenâ ve ileykel masîr

Ve mekerû ve mekarallâhu, vallâhu hayrul mâkirîn
Ve mekerû ve mekarallâhu, vallâhu hayrul mâkirîn
Ve mekerû ve mekarallâhu, vallâhu hayrul mâkirîn

ihlas Suresi

Bismillâhirrahmanirrahim

Hüvellâhü ehad. Allâhussamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad.

Bismillâhirrahmanirrahim

Hüvellâhü ehad. Allâhussamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad.

Bismillâhirrahmanirrahim

Hüvellâhü ehad. Allâhussamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad.

Fatiha Suresi

Euzübillahimineşşeytanirracim
Bismillâhirrahmanirrahim

Elhamdu lillâhi rabbil’alemin. Errahmânir’rahim. Mâliki yevmiddin. İyyâke na’budu ve iyyâke neste’în, İhdinessırâtel mustakîm. Sırâtellezine en’amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn.

Felak Suresi

Bismillahirrahmanirrahim
Eûzü birabbilfelak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri ğâsikin izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil’ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased.

Bismillahirrahmanirrahim
Eûzü birabbilfelak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri ğâsikin izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil’ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased.

Bismillahirrahmanirrahim
Eûzü birabbilfelak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri ğâsikin izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil’ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased.


Nas Suresi

Bismillahirrahmânirrahîm
Eûzü birabbinnâs. Melikinnâs. İlâhinnâs.Min şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi, Minelcinneti vennâs.

Bismillahirrahmânirrahîm
Eûzü birabbinnâs. Melikinnâs. İlâhinnâs.Min şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi, Minelcinneti vennâs.

Bismillahirrahmânirrahîm
Eûzü birabbinnâs. Melikinnâs. İlâhinnâs.Min şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi, Minelcinneti vennâs.


Ayetel Kürsi

Bismillahirrahmânirrahîm

Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm, lâ te'huzühu sinetün velâ nevm, lehu mâ fissemâvâti ve ma fil'ard, men zellezi yeşfeu indehu illâ bi'iznih, ya'lemü mâ beyne eydiyhim vemâ halfehüm, velâ yu-hîtûne bi'şey'im min ilmihî illâ bima şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel'ard, velâ yeûdühû hıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azim.

Bismillahirrahmânirrahîm

Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm, lâ te'huzühu sinetün velâ nevm, lehu mâ fissemâvâti ve ma fil'ard, men zellezi yeşfeu indehu illâ bi'iznih, ya'lemü mâ beyne eydiyhim vemâ halfehüm, velâ yu-hîtûne bi'şey'im min ilmihî illâ bima şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel'ard, velâ yeûdühû hıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azim.

Bismillahirrahmânirrahîm

Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm, lâ te'huzühu sinetün velâ nevm, lehu mâ fissemâvâti ve ma fil'ard, men zellezi yeşfeu indehu illâ bi'iznih, ya'lemü mâ beyne eydiyhim vemâ halfehüm, velâ yu-hîtûne bi'şey'im min ilmihî illâ bima şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel'ard, velâ yeûdühû hıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azim.


La Havle Vela Kuvvete İlla Billahil Aliyyil'Aziym,
La Havle Vela Kuvvete İlla Billahil Aliyyil'Aziym,
La Havle Vela Kuvvete İlla Billahil Aliyyil'Aziym.

Euzü bi kelimatillahit-taammati min şerri ma halag,
Euzü bi kelimatillahit-taammati min şerri ma halag,
Euzü bi kelimatillahit-taammati min şerri ma halag.


Bismillahillezi lâ yedzurru maasmihi şeyün fil erdzi  velâ fissemâi ve hüvessemiulalim,
Bismillahillezi lâ yedzurru  maasmihi şeyün fil erdzi  velâ fissemâi ve hüvessemiulalim,
Bismillahillezi lâ yedzurru  maasmihi şeyün fil erdzi  velâ fissemâi ve hüvessemiulalim.


Estağfirullahellezi la ilahe illa hüvel Hayyul- Kayyumue ve etübü ileyh,
Estağfirullahellezi la ilahe illa hüvel Hayyul- Kayyumue ve etübü ileyh,
Estağfirullahellezi la ilahe illa hüvel Hayyul- Kayyumue ve etübü ileyh.

Estağfirullâh El Aziymu ve E Tübü ileyh,
Estağfirullâh El Aziymu ve E Tübü ileyh,
Estağfirullâh El Aziymu ve E Tübü ileyh.

Ve in yekâdullezîne keferû le yuzlikûneke bi ebsârihim lemmâ semîûz zikra ve yekûlûne innehu le mecnûn(mecnûnun). Ve ma huve illa zikrun lil'alemiyn,
Ve in yekâdullezîne keferû le yuzlikûneke bi ebsârihim lemmâ semîûz zikra ve yekûlûne innehu le mecnûn(mecnûnun). Ve ma huve illa zikrun lil'alemiyn,
Ve in yekâdullezîne keferû le yuzlikûneke bi ebsârihim lemmâ semîûz zikra ve yekûlûne innehu le mecnûn(mecnûnun). Ve ma huve illa zikrun lil'alemiyn.

Allâhümme innî es’elüke ilmen nâfian ve rızkan vâsian ve şifâen min külli dâin,
Allâhümme innî es’elüke ilmen nâfian ve rızkan vâsian ve şifâen min külli dâin,
Allâhümme innî es’elüke ilmen nâfian ve rızkan vâsian ve şifâen min külli dâin.

Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber, ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim,
Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber, ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim,
Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber, ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim.

Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerîke leh lehülmülkü ve lehülhamdü yühyî ve yümîtu ve hüve hayyün lâ yemûtu biyedihil hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr,
Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerîke leh lehülmülkü ve lehülhamdü yühyî ve yümîtu ve hüve hayyün lâ yemûtu biyedihil hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr,
Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerîke leh lehülmülkü ve lehülhamdü yühyî ve yümîtu ve hüve hayyün lâ yemûtu biyedihil hayr ve hüve alâ külli şey’in kadîr.

Subhanallahivebihamdihi, Subhanallahilaziym, Estağfirullah,
Subhanallahivebihamdihi, Subhanallahilaziym, Estağfirullah,
Subhanallahivebihamdihi, Subhanallahilaziym, Estağfirullah.

Vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil kafiriyn,
Vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil kafiriyn,
Vağfu anna vağfirlena Verhamna ente mevlana fensurna alel kavmil kafiriyn.

Rabbenâ efriğ aleynâ sabran ve sebbit akdâmenâ vensurnâ ale'l-kavmi'l-kâfirîn,
Rabbenâ efriğ aleynâ sabran ve sebbit akdâmenâ vensurnâ ale'l-kavmi'l-kâfirîn,
Rabbenâ efriğ aleynâ sabran ve sebbit akdâmenâ vensurnâ ale'l-kavmi'l-kâfirîn.


Allahümme malikel mülki, tü'til mülke men teşaü, ve tenziul mülke mimmen teşaü, ve tüızzü men teşaü, ve tüzillü men teşaü, bi yedikel hayr, inneke ala külli şey'in kadir. Tulicül leyle fin nehari, ve tulicün nehara fil leyli, ve tuhricül hayye minel meyyiti, ve tuhricül meyyite minel hayyi, ve terzüku men teşaü bi ğayri hisab.

Allahümme malikel mülki, tü'til mülke men teşaü, ve tenziul mülke mimmen teşaü, ve tüızzü men teşaü, ve tüzillü men teşaü, bi yedikel hayr, inneke ala külli şey'in kadir. Tulicül leyle fin nehari, ve tulicün nehara fil leyli, ve tuhricül hayye minel meyyiti, ve tuhricül meyyite minel hayyi, ve terzüku men teşaü bi ğayri hisab.

Allahümme malikel mülki, tü'til mülke men teşaü, ve tenziul mülke mimmen teşaü, ve tüızzü men teşaü, ve tüzillü men teşaü, bi yedikel hayr, inneke ala külli şey'in kadir. Tulicül leyle fin nehari, ve tulicün nehara fil leyli, ve tuhricül hayye minel meyyiti, ve tuhricül meyyite minel hayyi, ve terzüku men teşaü bi ğayri hisab.


innel hasenât, yüzhibnes seyyiât,
innel hasenât, yüzhibnes seyyiât,
innel hasenât, yüzhibnes seyyiât.

Ve kul rabbirhamhumâ kemâ rabbeyânî sagîrâ,
Ve kul rabbirhamhumâ kemâ rabbeyânî sagîrâ,
Ve kul rabbirhamhumâ kemâ rabbeyânî sagîrâ.

Rabbenâ lâ tuâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ,
Rabbenâ lâ tuâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ,
Rabbenâ lâ tuâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ.rabbenâ ve lâ tahmil aleynâ isran kemâ hameltehu alellezîne min kablinâ, rabbenâ ve lâ tühammilnâ mâ lâ tâkate lenâ bih,

Feinne meal usri yusrân, İnne meal usri yusrâ,
Feinne meal usri yusrân, İnne meal usri yusrâ,
Feinne meal usri yusrân, İnne meal usri yusrâ,
Fe izâ feragte fensab. Ve ilâ rabbike fergab.

Rabbenâ âtinâ fid'dünyâ haseneten ve fil'âhireti haseneten vegınâ azâbennâr. Birahmetike yâ Erhamerrahimîn.
Rabbenâ âtinâ fid'dünyâ haseneten ve fil'âhireti haseneten vegınâ azâbennâr. Birahmetike yâ Erhamerrahimîn.
Rabbenâ âtinâ fid'dünyâ haseneten ve fil'âhireti haseneten vegınâ azâbennâr. Birahmetike yâ Erhamerrahimîn.


Rabbenâğfirlî ve li-vâlideyye ve lil-mü'minîne yevme yekumü'lhisâb.
Rabbenâğfirlî ve li-vâlideyye ve lil-mü'minîne yevme yekumü'lhisâb.
Rabbenâğfirlî ve li-vâlideyye ve lil-mü'minîne yevme yekumü'lhisâb.

Allâhumme salli alâ seyyidina Muhammedin ve alâ âli seyyidina Muhammed. Kemâ salleyte alâ seyyidina ibrâhîme ve alâ âli seyidina ibrâhîme inneke hamîdun mecîd.
Allâhumme bârik alâ seyyidina Muhammedin ve alâ âli seyyidina Muhammed. Kemâ bârakte alâ seyyidina ibrahîme ve alâ âli seyyyidina ibrâhîme inneke hamîdun mecîd.

Allâhumme salli alâ seyyidina Mehdi ve alâ âli seyyidina Mehdi. Kemâ salleyte alâ seyyidina ibrâhîme ve Muhammede ve alâ âli seyidina ibrâhîme ve Muhammede inneke hamîdun mecîd.
Allâhumme bârik alâ seyyidina Mehdi ve alâ âli seyyidina Mehdi. Kemâ bârakte alâ seyyidina ibrahîme ve Muhammede ve alâ âli seyyyidina ibrâhîme ve Muhammede inneke hamîdun mecîd.

Ha mim, Ha mim, Ha mim, Ha mim, Ha mim, Ha mim, Ha mim, Kef He Ye Ayn Sad Kifayetüna, Ha mim Ayn sin Kaf Himayetüne, Feseyekfikehümullahuvehüvessemiulaliym, Feseyekfikehümullahuvehüvessemiulaliym, Feseyekfikehümullahuvehüvessemiulaliym.

Allahümme inni üridü en üceddidenlil imane vennikaha tecdiden bi-kavli lailahe illallah Muhammedün rasulullah,
Allahümme inni üridü en üceddidenlil imane vennikaha tecdiden bi-kavli lailahe illallah Muhammedün rasulullah,
Allahümme inni üridü en üceddidenlil imane vennikaha tecdiden bi-kavli lailahe illallah Muhammedün rasulullah.

Radziytü billahi Rabben, ve bil-İslami diynen. Vebi Muhammedin sallallahü aleyhi ve selleme Rasülen ve Nebiyyen.

Ya mukallibel kulub, Sebbit Kulubena ala dinike,
Ya mukallibel kulub, Sebbit Kulubena ala dinike,
Ya mukallibel kulub, Sebbit Kulubena ala dinike.

Subhanallah, Subhanallah, Subhanallah.
Elhamdülillah, Elhamdülillah, Elhamdülillah.
Allahuekber, Allahuekber, Allahuekber.
Estağfirullah, Estağfirullah, Estağfirullah.

Allâhumme salli alâ Seyyidina Muhammedin ve alâ eâli seyyidina Muhammed,
Allâhumme salli alâ Seyyidina Muhammedin ve alâ eâli seyyidina Muhammed,
Allâhumme salli alâ Seyyidina Muhammedin ve alâ eâli seyyidina Muhammed,
Allâhumme barik alâ Seyyidina Muhammedin ve alâ eâli seyyidina Muhammed.

Allâhumme salli alâ Seyyidina Mehdi ve alâ eâli seyyidina Mehdi,
Allâhumme salli alâ Seyyidina Mehdi ve alâ eâli seyyidina Mehdi,
Allâhumme salli alâ Seyyidina Mehdi ve alâ eâli seyyidina Mehdi,
Allâhumme barik alâ Seyyidina Mehdi ve alâ eâli seyyidina Mehdi.

La ilahe illallah, La ilahe illallah, La ilahe illallah.
Muhammedun Rasulallah.

Allah,Allah,Allah,Allah,Allah,Allah


Rabbi inneke semîud duâi,
Tekabbel minna inneke entes semiul Aliym,
Fi külli lamhatin ve nefesin
Adede ma vesiahu ilmullah,

Sadakallahül Aziym. Rabbena ve takabbel bi duai, Rabbenağfirli veli valideyye velil muminine yevme yekumul hisab, istecib duaena birhametike ya erhamerrahimiyn. Veselamün alel Mürseliyn, Velhamdülillahi Rabbel Alemiyn.

أعوذ بالله من الشيطان الرجيم بسم الله الرحمن الرحيم

وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْاٰنِ مَا هُوَ شِفَٓاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَۙ وَلَا يَز۪يدُ الظَّالِم۪ينَ اِلَّا خَسَاراً

صَدَقَ اللّهُ العَظِيمُ

وَسَلَٰمٌ عَلَىٰ عِبَادِهِ ٱلَّذِينَ ٱصْطَفَىٰٓ

وَٱلسَّلَٰمُ عَلَىٰ مَنِ ٱتَّبَعَ ٱلْهُدَىٰٓ

وَالسَّلَامُ عَلَيَّ يَوْمَ وُلِدْتُ وَيَوْمَ اَمُوتُ وَيَوْمَ اُبْعَثُ حَيًّا

سُبْحَٰنَ رَبِّكَ رَبِّ ٱلْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ

وَسَلَٰمٌ عَلَى ٱلْمُرْسَلِينَ

وَٱلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ

Âmin, Âmin, Âmiyn





Tesbihat-ı Müselsilât-ı Râşidiye Dualarının Arapça Metni

Başlangıç Duaları

    Arapça Metni:
    أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
    بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
    (3 defa tekrar edilir.)

Hasbünallah ve Ni'mel Mevla Duaları

    Arapça Metni:
    حَسْبُنَا اللَّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ
    (4 defa tekrar edilir.)
    نِعْمَ الْمَوْلَىٰ وَنِعْمَ النَّصِيرُ ۖ غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ

    Okunuşu:
    Hasbünallahu ve ni’mel vekîl. (4 defa)
    Ni’mel Mevlâ ve ni’men nasîr, ğufrâneke rabbenâ ve ileykel masîr.

    Meali:
    Allah bize yeter, O ne güzel vekildir.
    O ne güzel dosttur, ne güzel yardımcıdır. Ey Rabbimiz! Affını dileriz, dönüş sanadır.

Ve mekeru Ayeti

    Arapça Metni:
    وَمَكَرُوا وَمَكَرَ اللَّهُ ۖ وَاللَّهُ خَيْرُ الْمَاكِرِينَ
    (3 defa tekrar edilir.)

    Okunuşu:
    Ve mekerû ve mekarallâhu, vallâhu hayrul mâkirîn.

    Meali:
    Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.

İhlas Suresi

    Arapça Metni:
    بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ. قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ. اللَّهُ الصَّمَدُ. لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ. وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ.
    (3 defa tekrar edilir.)

Fatiha Suresi

    Arapça Metni:
    أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ. بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ. الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ. الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ. مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ. إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ. اهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ. صِرَاطَ الَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّالِّينَ.

Felak Suresi

    Arapça Metni:
    بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ. قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ. مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ. وَمِنْ شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ. وَمِنْ شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ. وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ.
    (3 defa tekrar edilir.)

Nas Suresi

    Arapça Metni:
    بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ. قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ. مَلِكِ النَّاسِ. إِلَٰهِ النَّاسِ. مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ. الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ. مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ.
    (3 defa tekrar edilir.)

Ayetel Kürsi

    Arapça Metni:
    بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ. اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ ۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌ ۚ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۗ مَنْ ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلَّا بِإِذْنِهِ ۚ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ ۖ وَلَا يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِهِ إِلَّا بِمَا شَاءَ ۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ ۖ وَلَا يَئُودُهُ حِفْظُهُمَا ۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ.
    (3 defa tekrar edilir.)

La Havle ve Kelimatillah Duaları

    Arapça Metni:
    لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ
    (3 defa tekrar edilir.)

    Arapça Metni:
    أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ
    (3 defa tekrar edilir.)

Bismillahillezî ve İstiğfar Duaları

    Arapça Metni:
    بِسْمِ اللَّهِ الَّذِي لَا يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
    (3 defa tekrar edilir.)

    Arapça Metni:
    أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ الَّذِي لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ الْحَيَّ الْقَيُّومَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ
    (3 defa tekrar edilir.)

    Arapça Metni:
    أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ الْعَظِيمَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ
    (3 defa tekrar edilir.)

Ve İn Yekâdü Ayeti

    Arapça Metni:
    وَإِنْ يَكَادُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِأَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّكْرَ وَيَقُولُونَ إِنَّهُ لَمَجْنُونٌ. وَمَا هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَمِينَ.
    (3 defa tekrar edilir.)

Allahümme İnni ve Sübhanallah Duaları

    Arapça Metni:
    اَللّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ عِلْمًا نَافِعًا وَرِزْقًا وَاسِعًا وَشِفَاءً مِنْ كُلِّ دَاءٍ
    (3 defa tekrar edilir.)

    Arapça Metni:
    سُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَلَا إِلَٰهَ إِلَّا اللَّهُ وَاللَّهُ أَكْبَرُ وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ
    (3 defa tekrar edilir.)

Tevhid Kelimesi

    Arapça Metni:
    لَا إِلَٰهَ إِلَّا اللَّهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، يُحْيِي وَيُمِيتُ وَهُوَ حَيٌّ لَا يَمُوتُ، بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
    (3 defa tekrar edilir.)

Subhanallahi ve Estağfirullah Duaları

    Arapça Metni:
    سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ، سُبْحَانَ اللَّهِ الْعَظِيمِ، أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ
    (3 defa tekrar edilir.)

Va'fu anna ve Rabbenâ Duaları

    Arapça Metni:
    وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا أَنْتَ مَوْلَانَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ
    (3 defa tekrar edilir.)

    Arapça Metni:
    رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ
    (3 defa tekrar edilir.)

Âli İmran Suresi 26-27. Ayetler

    Arapça Metni:
    اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَنْ تَشَاءُ وَتَنْزِعُ الْمُلْكَ مِمَّنْ تَشَاءُ وَتُعِزُّ مَنْ تَشَاءُ وَتُذِلُّ مَنْ تَشَاءُ بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ. تُولِجُ اللَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ وَتَرْزُقُ مَنْ تَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ.
    (3 defa tekrar edilir.)

İnşirah Suresi Ayetleri

    Arapça Metni:
    إِنَّ الْحَسَنَاتِ يُذْهِبْنَ السَّيِّئَاتِ
    (3 defa tekrar edilir.)

    Arapça Metni:
    وَقُلْ رَبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرًا
    (3 defa tekrar edilir.)

    Arapça Metni:
    رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَا إِنْ نَسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا
    (3 defa tekrar edilir.)

    Arapça Metni:
    فَإِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا. إِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا. فَإِذَا فَرَغْتَ فَانْصَبْ. وَإِلَىٰ رَبِّكَ فَارْغَبْ.

Son Dualar

    Arapça Metni:
    رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ. بِرَحْمَتِكَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ
    (3 defa tekrar edilir.)

    Arapça Metni:
    رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ
    (3 defa tekrar edilir.)

Salavat-ı Şerife

    Arapça Metni:
    اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى سَيِّدِنَا إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ.
    اَللَّهُمَّ بَارِكْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلَى سَيِّدِنَا إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ.

    Arapça Metni (Mehdi (a.s) için olan kısım):
    اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا الْمَهْدِيِّ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا الْمَهْدِيِّ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى سَيِّدِنَا إِبْرَاهِيمَ وَمُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا إِبْرَاهِيمَ وَمُحَمَّدٍ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ.
    اَللَّهُمَّ بَارِكْ عَلَى سَيِّدِنَا الْمَهْدِيِّ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا الْمَهْدِيِّ كَمَا بَارَكْتَ عَلَى سَيِّدِنَا إِبْرَاهِيمَ وَمُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا إِبْرَاهِيمَ وَمُحَمَّدٍ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ.

Hâ Mîm ve Şifâ Ayetleri

    Arapça Metni:
    حم ، حم ، حم ، حم ، حم ، حم ، حم ، كَهْيَعَصْ كِفَايَتُنَا ، حم عسق حِمَايَتُنَا
    فَسَيَكْفِيكَهُمُ اللَّهُ ۚ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ.
    (3 defa tekrar edilir.)

İman ve Kalp Duaları

    Arapça Metni:
    اَللَّهُمَّ إِنِّي أُرِيدُ أَنْ أُجَدِّدَ الْإِيمَانَ وَالنِّكَاحَ تَجْدِيدًا بِقَوْلِ لَا إِلَٰهَ إِلَّا اللَّهُ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ
    (3 defa tekrar edilir.)

    Arapça Metni:
    رَضِيتُ بِاللَّهِ رَبًّا، وَبِالْإِسْلَامِ دِينًا، وَبِمُحَمَّدٍ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَسُولًا وَنَبِيًّا

    Arapça Metni:
    يَا مُقَلِّبَ الْقُلُوبِ، ثَبِّتْ قُلُوبَنَا عَلَىٰ دِينِكَ
    (3 defa tekrar edilir.)

Tesbihat ve Kelime-i Tevhid

    Arapça Metni:
    سُبْحَانَ اللَّهِ (3 defa)
    الْحَمْدُ لِلَّهِ (3 defa)
    اَللَّهُ أَكْبَرُ (3 defa)
    أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ (3 defa)

    Arapça Metni:
    اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ (3 defa)
    اَللَّهُمَّ بَارِكْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ

    Arapça Metni:
    اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى سَيِّدِنَا الْمَهْدِيِّ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا الْمَهْدِيِّ (3 defa)
    اَللَّهُمَّ بَارِكْ عَلَى سَيِّدِنَا الْمَهْدِيِّ وَعَلَى آلِ سَيِّدِنَا الْمَهْدِيِّ

    Arapça Metni:
    لَا إِلَٰهَ إِلَّا اللَّهُ (3 defa)
    مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ

    Arapça Metni:
    اَللَّهُ، اَللَّهُ، اَللَّهُ، اَللَّهُ، اَللَّهُ، اَللَّهُ (6 defa)

Son Duâ ve Âyetler

    Arapça Metni:
    رَبِّ إِنَّكَ سَمِيعُ الدُّعَاءِ، تَقَبَّلْ مِنَّا إِنَّكَ أَنتَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ، فِي كُلِّ لَمْحَةٍ وَنَفَسٍ، عَدَدَ مَا وَسِعَهُ عِلْمُ اللَّهِ

    Arapça Metni:
    صَدَقَ اللَّهُ الْعَظِيمُ. رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَائِي، رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ، اسْتَجِبْ دُعَاءَنَا بِرَحْمَتِكَ يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ. وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ. آمِينَ آمِينَ آمِينَ

    Arapça Metni (İsrâ17:82):
    وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاءٌ وَرَحْمَةٌ لِّلْمُؤْمِنِينَ ۙ وَلَا يَزِيدُ الظَّالِمِينَ إِلَّا خَسَارًا

    Arapça Metni (Neml27:59):
    وَسَلَامٌ عَلَىٰ عِبَادِهِ الَّذِينَ اصْطَفَىٰٓ

    Arapça Metni (Taha20:47):
    وَٱلسَّلَٰمُ عَلَىٰ مَنِ ٱتَّبَعَ ٱلْهُدَىٰٓ

    Arapça Metni (Meryem19:33):
    وَالسَّلَامُ عَلَيَّ يَوْمَ وُلِدْتُ وَيَوْمَ أَمُوتُ وَيَوْمَ أُبْعَثُ حَيًّا

    Arapça Metni (Saffat37:180-182):
    سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَ. وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ. وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ.


Tesbihat-ı Müselsilât-ı Râşidiye`nin Faziletleri

Bu dualar ve ayetler silsilesinin her bir bölümü, İslam geleneğinde özel faziletlere ve manevi faydalara sahip olarak kabul edilir. Rivayetler ve alimlerin açıklamaları ışığında, her birinin faziletini aşağıda özetlemeye çalıştım.

Müselsilât-ı Râşidiye'nin Faziletleri

1. Besmele ve Eûzü

Her hayırlı işe başlarken okunan bu iki ifade, kişiyi şeytanın vesvesesinden korur ve yapılan işe bereket katar. Hadis-i şerifte, besmele ile başlanmayan her işin bereketsiz ve güdük kalacağı belirtilmiştir.

2. "Hasbünallah..." Duası (Âl-i İmran Suresi 173. ayet)

Bu ayet, zor durumda kalan müminlerin sığındığı bir kaledir. Rivayet edilir ki, bu ayeti okuyan kimse, karşılaştığı tüm korku ve sıkıntılardan kurtulur. Tam bir teslimiyet ve tevekkül ifadesidir.

3. "Ve mekerû..." Ayeti (Âl-i İmran Suresi 54. ayet)

Bu ayet, düşmanların ve kötü niyetli insanların tuzaklarından korunmak için okunur. Allah'ın tuzak kuranların en hayırlısı olduğunu belirtir ve okuyana İlahi bir koruma kalkanı sağlar.

4. İhlâs, Felak ve Nas Sureleri

Bu üç sure, "Muavvizât" (koruyucu sureler) olarak bilinir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sabah ve akşam, ayrıca yatağına yatmadan önce bu sureleri okur ve ellerine üfleyerek tüm vücudunu meshederdi. Bu sureler, her türlü şerden, nazardan, büyüden ve cinlerin şerrinden koruyucudur.

5. Fâtiha Suresi

Kur'an'ın anası olarak anılan Fâtiha, tüm dertlere şifadır. Rivayetlerde, hasta birine okunduğunda onun şifa bulmasına vesile olduğu geçer. Aynı zamanda duaların kabulüne vesile olan güçlü bir niyazdır.

6. Âyetel-Kürsî

"Âyetlerin Efendisi" olarak nitelenen bu ayet, şeytanın ve cinlerin şerrinden korunmak için en etkili yoldur. Hadis-i şerifte, yatağına yatmadan önce Âyetel-Kürsî'yi okuyan kimseyi sabaha kadar bir meleğin koruduğu belirtilir.

7. "Lâ havle..." Duası

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu duanın cennet hazinelerinden bir hazine olduğunu söylemiştir. Bu dua, zorluklar karşısında Allah'ın gücüne ve kudretine sığınmayı ifade eder ve okuyana manevi bir güç verir.

8. "Eûzü bi kelimâtillâhi’t-tâmmâti..." Duası

Bu dua, tüm şerli yaratıkların, haşeratın ve zararlı şeylerin şerrinden korunmak için okunur. Rivayete göre, bir yere konaklayan kimse bu duayı okursa, o mekândan ayrılana kadar hiçbir şey ona zarar veremez.

9. "Bismillahillezî lâ yedurru..." Duası

Bu dua, sabah üç defa okunduğunda akşam oluncaya kadar, akşam üç defa okunduğunda ise sabaha kadar ansızın gelebilecek bela ve musibetlerden korur.

10. "Ve in yekâdü..." Ayeti (Kalem Suresi 51-52. ayetler)

Bu ayet, nazardan, yani kem gözden korunmak için okunur. Ayet, kâfirlerin Peygamberimizi gözleriyle helak etmeye çalıştıklarını ifade eder. Nazara karşı güçlü bir manevi kalkandır.

11. İstiğfar (Estağfirullah)

"Estağfirullah" zikri, günahların affına vesile olur. Hadislerde, istiğfarı dilinden düşürmeyen kimselerin rızıklarının artacağı, sıkıntılarının giderileceği ve günahlarının bağışlanacağı belirtilir.

12. Salavât-ı Şerîfe

Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) salavat getirmek, Allah'ın emridir. Rivayet edilir ki, bir kişi bana bir defa salavat getirirse, Allah o kişiye on defa rahmet eder. Salavat, duanın kabulüne vesile olur ve okuyanın günahlarını bağışlatır.

13. "Yâ mukallibel kulûb..." Duası

Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) sıkça okuduğu bu dua, kalbin iman üzere sabit kalması için yapılır. Kalbin, Allah'ın elinde olduğunu ve dilediği gibi çevirebileceğini bilerek, imanda sebat etmeyi dilemektir.

14. Âhir (Son) Dualar

Müselsilât'ın sonundaki dualar, genel olarak tüm hayırları ister, ahireti de unutmaz. Özellikle "Rabbenâ âtinâ..." duası, dünya ve ahiret güzelliklerini bir arada talep eden ve Kur'an'da geçen en kapsamlı dualardan biridir. Bu dualar, kişinin zikrini ve duasını kabul etmesi için Allah'a son bir yakarış niteliğindedir.

Esma-ül Hüsna ve Esma-ül Hüsnanın Anlamları Hakkında

 Esma-ül Hüsna ve Esma-ül Hüsnanın Anlamları Hakkında