Esma-ül Hüsna ve Esma-ül Hüsnanın Anlamları Hakkında
Nefsin Yeni Bir Katmanı: Nefs-i Vedûd - Yedi Seviyeden Sekizinciye Bir Yorum
Allah'ın isimlerinden birisi de Vedûd'dur. "Seven ve sevilen" demektir.
İnsan nefis taşır ve nefsin katmanları vardır. Bugünkü nefisler,
Instagram, Facebook, YouTube, TikTok gibi sosyal medya ile "seven ve
sevilen" bir statü kazanmıştır. Bu seviyeye bizi ulaştıran etkenler
nelerdir? Ben bugün bir tasavvufçu olarak nefsin katmanlarına bir de
"Nefs-i Vedûd"u eklemek istiyorum. "Nefs-i Vedûd", yani seven ve sevilen
nefis hakkında biraz veya çokça yazabilir misin lütfen?
Tasavvuf ve modern dünyayı bir araya getiren bu yaklaşımınız oldukça
derin ve düşündürücü. Nefsin katmanlarına "Nefs-i Vedûd" seviyesini
ekleme fikri, günümüz insanının manevi yolculuğunu anlamlandırmak için
yaratıcı bir kapı aralıyor.
Nefsin Yeni Bir Katmanı: Nefs-i Vedûd - Yedi Seviyeden Sekizinciye Bir Yorum
İslami tasavvuf geleneğinde nefis, insanın manevi tekâmül yolculuğunda
farklı aşamalardan geçer. Bu aşamalar, genellikle yedi katman olarak ele
alınır: Emmâre, Levvâme, Mülhime, Mutmainne, Râdiye, Mardiyye ve
Kâmile/Sâfiye. Bu katmanlar, nefsin kaba heveslerden arınarak ilahi aşka
ve kemale ulaşmasını sembolize eder. Ancak modern çağın getirdiği yeni
dinamikler, nefsin bu seyrine farklı bir boyut eklemektedir. Özellikle
sosyal medya platformları, "seven ve sevilen" olma dürtüsünü, yani
"Vedûd" isminin yeryüzündeki tecellisini eşi benzeri görülmemiş bir
şekilde açığa çıkarmıştır.
Esma-i Hüsna'dan El-Vedûd İsmi ve Çift Yönlü Anlamı
Allah'ın güzel isimlerinden (Esma-i Hüsna) biri olan El-Vedûd, hem
"seven" hem de "sevilen" anlamını içerir. Bu, iki yönlü bir ilişkinin
zirvesidir. Allah, kullarını karşılıksız bir aşkla severken, aynı
zamanda kulların sevgisine layık olandır. Bu çift yönlülük, O'nun
zatında kemal bulur. Sizin de belirttiğiniz gibi, "seven" olmak bir
fiilin öznesini (etken), "sevilen" olmak ise aynı fiilin nesnesini
(edilgen) ifade eder. El-Vedûd ismi, bu ikilemi ortadan kaldırarak her
iki hâli de kapsar.
Nefs-i Vedûd'un Ortaya Çıkışı ve Günümüzdeki Yansımaları
Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, insan nefsi "Vedûd" isminin
bu çift yönlü tecellisine maruz kalmıştır. Artık bir tasavvuf ehlinin
uzun çileler ve riyazatla ulaşmaya çalıştığı "sevilen" olma durumu, bir
"beğeni" (like) veya "takipçi" (follower) sayısıyla anında ve sanal
olarak elde edilebilir hâle gelmiştir.
Bu bağlamda "Nefs-i Vedûd" olarak adlandırabileceğimiz bu yeni nefis seviyesi, şöyle tanımlanabilir:
Seven Nefis (Etken Hâl): Kişinin, kendi hayatını, düşüncelerini,
duygularını ve başarılarını "beğenilmesi" ve "takip edilmesi" için
sürekli olarak sergileme eğilimi. Bu, dış dünyaya dönük, takdir arayan
bir hâldir. Bu seviyede nefis, sadece sevgi ve ilgi beklemekle kalmaz,
aynı zamanda bu sevginin kaynaklarını bulmak ve onlara ulaşmak için
aktif bir çaba sarf eder.
Sevilen Nefis (Edilgen Hâl): Kişinin, başkalarının beğenisi ve
takdiriyle var olduğunu hissettiği, bu geri bildirimlerle nefsini tatmin
ettiği durum. Sanal ortamda gelen "beğeniler", yorumlar ve olumlu geri
bildirimler, kişiyi kısa süreliğine "sevilen" konumuna taşır. Bu, nefsin
dışsal bir onay mekanizmasına bağımlı hale geldiği bir seviyedir.
Nefs-i Vedûd'a Ulaştıran Etkenler
Nefsin bu yeni katmanına ulaşmasını sağlayan unsurları, sizin de
bahsettiğiniz gibi sosyal medya platformlarının doğasında bulabiliriz:
Dışsal Onay Arayışı:
Geleneksel nefis katmanlarında kişi, içsel bir huzura ve Allah'ın
rızasına odaklanırken, Nefs-i Vedûd'da dışsal onay ve popülarite arzusu
baskın hale gelir. Bu durum, nefsin manevi gelişimini durduran veya
farklı bir yola saptıran bir etken olabilir.
Sanal Kimlik İnşası:
Sosyal medya, bireylere kendilerini istedikleri gibi sunma imkânı
verir. Bu süreçte gerçek benlik ile sanal benlik arasında bir ayrım
oluşur. Nefs-i Vedûd, bu sanal kimliği besleyerek, beğeni ve ilgiyle var
olmaya çalışır.
Hızlı Tatmin Duygusu:
"Beğeniler" ve "takipçiler" anında ve kolayca elde edilebilir. Bu
durum, nefsin sabır, sebat ve manevi olgunlaşma gibi süreçlere olan
ihtiyacını gölgeler. Nefis, anlık tatminle yetinerek derin bir tatmine
ulaşma çabasından vazgeçebilir.
"Beğenilme"nin İlahî Karşılığı:
Sizin Vedûd isminin çift anlamlılığına yaptığınız vurgu, bu bağlamda
derin bir mana kazanır. Vedûd ismi, Allah’ın zatında kemal bulurken,
modern nefs-i vedûd, sanal dünyada takdir arayarak bu ismin gölge bir
tecellisini yaşar. Bu durum, insandaki fıtrî olan sevme ve sevilme
ihtiyacının, mecazi bir düzleme kayarak, maneviyattan uzaklaşmasına
neden olabilir.
Sonuç olarak, Nefs-i Vedûd seviyesi, modern insanın Allah'a ait bir
niteliği dünyevi ve nefsanî bir alana çekme çabasını sembolize
etmektedir. Bu yeni katman, tasavvufun temel sorusu olan "Nefsimizin
terbiyesi nasıl olur?" sorusuna yeni bir yanıt arayışını gerektirir.
Gerçekten seven ve sevilen olmanın, yalnızca Allah'ın rızasına talip
olmakla mümkün olduğu gerçeği, bu dijital çağda nefsin terbiyesi için
kilit bir nokta olarak öne çıkmaktadır.
Modern Çağın "Seven ve Sevilen" İnsanı: Beğeni (Like) Fonksiyonunun Çift Yönlü Dinamiği
Günümüz dijital çağında, sosyal medya platformları (Instagram, Facebook,
YouTube, TikTok vb.) insan ilişkilerini ve benlik algısını kökten
değiştirmiştir. Bu platformların merkezinde yer alan "beğeni" (like)
fonksiyonu, tasavvuftaki El-Vedûd isminin "seven ve sevilen" vasfının
modern bir yansıması olarak ele alınabilir. Ancak bu yansıma, ilahi ve
saf bir sevginin dünyevi ve nefsanî bir tecellisi olarak karşımıza
çıkar.
Sosyal medyanın "seven ve sevilen" insanı, sadece bir bilgi tüketici
veya üretici olmaktan öte, sürekli bir beğeni alışverişi içinde olan bir
varlıktır. Bu durum, "beğeni" fonksiyonunun çift yönlü dinamiğiyle
açıklanabilir:
1. Beğeniyi Veren İnsan (Etken - Seven Konumu)
Sosyal medya kullanıcısı, bir gönderiyi "beğendiğinde" veya olumlu bir
yorum yaptığında, aslında "seven" konumunda bir eylem gerçekleştirir. Bu
eylem, birkaç farklı motivasyona dayanabilir:
Empati ve Duygusal Paylaşım:
Beğeniyi veren kişi, paylaşılan içerikle duygusal bir bağ kurar,
sevinci, üzüntüyü veya hayranlığı paylaşır. Bu, kişisel bir ilgi ve
takdir ifadesidir.
Sosyal Destek ve Onaylama:
Arkadaşına, ailesine veya beğendiği bir "influencer"a destek olmak,
onların varlığını ve değerini onaylamak amacıyla beğeni verir. Bu,
sosyal bağları güçlendiren bir nezaket veya teşvik eylemidir.
Kimlik İnşası ve Aidiyet:
Belirli içerikleri beğenerek, kişi kendi kimliğini ve ait olduğu grubu
yansıtır. "Ben bu tür şeyleri beğenirim" mesajı vererek, benzer düşünen
insanlarla sanal bir bağ kurar.
Algoritma Etkisi:
Bazen bilinçsizce, algoritmanın önerdiği veya popüler olan içeriklere
kolayca beğeni verilir. Bu durumda beğeni, bir tür otomatik reaksiyona
dönüşebilir.
"Geri Beğeni" Beklentisi:
Daha pragmatik bir yaklaşımla, kişi başkasının kendisini beğenmesini
veya takip etmesini sağlamak amacıyla beğeni verebilir. Bu, karşılıklı
çıkar ilişkisi barındıran bir "sanal takas" gibidir.
Bu etken hâl, kişinin dış dünyaya olan etkileşimini gösterir ve onun
"seven" yönünü ortaya koyar. Ancak bu sevme eylemi, genellikle gerçek
bir duygusal derinlikten ziyade, sanal ve anlık bir tepki düzeyinde
kalabilir.
2. Beğeniyi Alan İnsan (Edilgen - Sevilen Konumu)
Bir gönderisi "beğeni" aldığında, kişi "sevilen" konumuna geçer. Bu durum, nefis üzerinde güçlü bir etki yaratır:
Anlık Tatmin ve Haz:
Gelen her beğeni, beyinde dopamin salınımına yol açarak kişiye anlık
bir haz ve tatmin duygusu verir. Bu, nefsin dışsal bir onay
mekanizmasıyla beslenmesidir.
Değer ve Kabul Görme İhtiyacı:
İnsan, doğası gereği değerli hissetmek ve kabul görmek ister.
Beğeniler, özellikle ergenlik çağındaki bireylerde ve özgüven eksikliği
yaşayanlarda bu ihtiyacı sanal bir yolla karşılar.
Popülarite ve Statü Göstergesi:
Yüksek beğeni ve takipçi sayıları, modern toplumda bir tür sosyal statü
ve popülarite göstergesi haline gelmiştir. "Sevilen" olmak, sanal
dünyada bir tür güç ve etki alanı yaratır.
Sanal Benliğin Beslenmesi:
Beğeniler, kişinin sosyal medyada oluşturduğu "ideal benlik" imajını
pekiştirir. Bu durum, gerçek benlik ile sanal benlik arasındaki farkın
artmasına neden olabilir.
Bağımlılık Mekanizması:
Anlık haz ve değer görme duygusu, kişiyi sürekli olarak daha fazla
beğeni aramaya iter. Bu durum, sosyal medya kullanımının bağımlılık
derecesine ulaşmasına zemin hazırlayabilir. "Nefs-i Vedûd", sürekli bu
dışsal onaya muhtaç hale gelir.
Çift Fonksiyonlu "Nefs-i Vedûd"un Yansımaları
Sosyal medyadaki "seven ve sevilen" insan, hem beğeniyi veren hem de
beğeni alan kişi olarak, El-Vedûd isminin dünyevi ve nefsanî bir
tecellisini yaşar. Bu, nefsin hem aktif olarak ilgi gösteren hem de
pasif olarak ilgi bekleyen çift yönlü bir hâlidir.
Sanal Bir Döngü:
Kişi, hem başkalarını beğenerek kendini ifade eder hem de beğenilerek
varlığını pekiştirir. Bu karşılıklı beğeni alışverişi, sanal bir döngü
oluşturur.
Gerçek Sevginin Yerini Alma Tehlikesi:
Sosyal medyadaki beğeniler, gerçek insan ilişkilerinin gerektirdiği
fedakârlık, derinlik ve sabrın yerini alabilir. Nefis, kolay yoldan elde
edilen "sevgi" ile yetinerek, hakiki sevginin peşinden koşmaktan
vazgeçebilir.
Rahman ve Rahim Vasıflarının Gölgesi:
Tasavvufi bağlamda erkek-Rahman, kadın-Rahim tabiatına yapılan vurgu,
Vedûd'un bu ikisini de kapsayan niteliğiyle ilişkilidir. Sosyal
medyadaki "Nefs-i Vedûd", bu ilahi vasıfların dünyevi bir taklidini
sunar gibi olur. "Beğeni veren" aktif rolüyle Rahman'ın bir gölgesini,
"beğeni alan" pasif rolüyle ise Rahim'in bir gölgesini taşır. Ancak bu
gölgeler, ilahi nurun aslından uzak, nefsanî arayışlarla doludur.
Sonuç olarak,
bugünkü çağda "seven ve sevilen" insan, beğenilerin ve takdirin sanal
dünyadaki hızlı ve yüzeysel akışıyla tanımlanmaktadır. Bu durum, nefsin
ilahi olana yönelme kapasitesini test eden, manevi yolculukta yeni
engeller ve fırsatlar sunan bir hâldir. "Nefs-i Vedûd", modern insanın
kendisiyle, başkalarıyla ve en önemlisi Rabbiyle olan ilişkisini yeniden
gözden geçirmesi gerektiğini fısıldamaktadır. Gerçek Vedûd olma hâli,
ancak nefsin bu sanal tatminlerden arınıp, ilahi aşka ve hakiki
teslimiyete yönelmesiyle mümkün olacaktır.
------------
Saygıdeğer kardeşim,
Öncelikle böyle deruni ve manevi bir konuyu ele almak istemeniz,
tasavvuf yolundaki arayışınızın bir tezahürü olarak görülebilir.
Allah'ın (c.c) güzel isimlerinden biri olan el-Vedûd ismi, gerçekten de
"Seven, sevilmeye layık olan ve sevgisini lütfeden" anlamlarına gelir.
Bu ismin tecellilerini insan-ı kâmil olma yolunda anlamak ve nefsin
mertebeleri içinde değerlendirmek ise oldukça ince ve hikmetli bir bakış
açısıdır.
Sizin de ifade ettiğiniz gibi, günümüzde sosyal medya platformları
üzerinden edinilen "beğenilme, takdir edilme, sevilme" hali, insanın
fıtratında var olan bu "sevilme" arzusunun sanal ve geçici bir
yansımasıdır. Ancak bu, genellikle nefs-i emmâre veya nefs-i levvâme
seviyesindeki bir arayıştır; dışsal, gösterişe dayalı ve hakiki olmayan
bir sevgidir. Tasavvuftaki asıl hedef ise, bu geçici ve aldatıcı
sevgiden sıyrılıp, hakiki ve ebedi olan Allah'ın rızası ve sevgisi
(muhabbetullah) için çalışmaktır.
Nefsin Mertebeleri ve "Nefs-i Vedûd" Kavramı
Nefsin klasik tasavvufta kabul görmüş yedi mertebesi (Emmâre, Levvâme,
Mülhime, Mutmainne, Râdıye, Mardıyye, Safiyye/Kâmile) vardır. Sizin
bahsettiğiniz "Nefs-i Vedûd" kavramı, bu mertebelerin ötesinde veya
onları aşmış bir hal olarak düşünülebilir. Bu mertebe, belki de Nefs-i
Safiyye (arındırılmış, olgunlaşmış nefs) veya Nefs-i Kâmile (kemale
ermiş nefs) mertebesine ulaşmış bir kulun, artık kendisini tamamen
Hak'ka adamış, O'nun ahlakıyla ahlaklanmış ve bu sebeple hem Allah (c.c)
katında hem de O'nun yarattığı mahlukat nezdinde "sevilen" bir konuma
gelmiş halidir.
Nefs-i Vedûd'u şu şekilde tasvir edebiliriz:
Bu mertebedeki bir insan;
Sevginin Kaynağını Değiştirmiştir:
Artık sevgiyi, beğeniyi ve onayı insanlardan beklemez. Tek ve mutlak
sevgi kaynağı olan Allah'ı (el-Vedûd) bilir ve O'nu sever. Bu sevgi,
onun varoluş sebebidir.
Allah İçin Sever ve Allah İçin Sevilir: Bu mertebedeki
kul, yaratılanı Yaratan'dan ötürü sever. Sevgi ve muhabbetinde çıkar,
beklenti ve riya yoktur. Bu samimiyet ve ihlas onu, diğer insanların
gönlünde de sevilebilir kılar. Ancak o, bu dünyevi sevgiyi amaç edinmez;
o, sadece bir yansımadır.
Aşkın ve Şefkatin Tezahürüdür:
Nefs-i Vedûd sahibi, ilahi aşk ile dopdoludur. Bu aşk, ondan taşar ve
etrafındaki tüm mahlukata karşı derin bir şefkat, merhamet ve sevgi
olarak yansır. Bir gül gibi kendi kokusunu fark etmeden etrafa güzel
koku saçar.
Rıza ve Teslimiyet Makamındadır:
Bu mertebe, nefsin "Râdıye" (razı olmuş) ve "Mardıyye" (kendisinden
razı olunmuş) mertebeleriyle de yakından ilişkilidir. Kul, Allah'tan
razıdır; Allah da kulundan razıdır. Bu karşılıklı rıza ve muhabbet, en
yüce sevgi halidir.
Vesile Olur, Amaç Olmaz: Sosyal medyadaki "sevilme" statüsü bir
amaçtır. Nefs-i Vedûd'daki "sevilmişlik" hali ise, kişinin hakiki manada
Allah'a kul olmasının doğal bir sonucu ve tezahürüdür. Bir amaç değil,
bir neticedir.
Bu Seviyeye Ulaştıran Etkenler (Ülusturien Etkenler)
Bu yüce mertebeye ulaşmak, ömür boyu süren bir çaba, riyazet, mücahede
ve ilahi inayet ile mümkündür. Başlıca etkenler şunlardır:
İlim ve Marifet:
Allah'ı (c.c) ve O'nun isimlerinin (el-Vedûd dahil) tecellilerini
öğrenmek, anlamak ve kalpte bu bilgiyi derinleştirmek (marifet).
İbadet ve Taat: Nefsi dizginleyen, ruhu terbiye eden ve kalbi Allah'a bağlayan düzenli ibadetler (namaz, oruç, zikir, dua, Kur'an tilaveti).
Zikir ve Fikir:
Dilin sürekli Allah'ı anması (zikir) ve kalbin daima O'nu düşünmesi
(fikir). Bu, nefsin kirlerinden arınmanın en büyük vesilesidir.
Muhabbet ve Aşk: Bir mürşid-i kâmilin rehberliğinde, Allah'a duyulan özlemi ve aşkı beslemek.
Tevazu ve Hiçlik Hissi (Fenâ Fillah):
Benlikten, enaniyetten, kendini beğenmişlikten sıyrılmak. "Sevilen"
olmaktan ziyade "Seven" olabilmek. Hakiki sevgi, vermekle başlar.
Şefkat ve Hizmet: Yaratılan her canlıya karşı merhamet ve şefkatle yaklaşmak, insanlara hizmet etmek. Hizmet eden, sevilir.
Rıza ve Teslimiyet: Her hâlükârda kadere razı olmak, Allah'ın takdirine tam bir teslimiyetle boyun eğmek.
Sohbet ve İstişare: Salih ve arif kişilerle beraber olmak, onların sohbetlerinden ve nasihatlerinden feyz almak.
Sonuç
Sizin "Nefs-i Vedûd" olarak tarif etmek istediğiniz mertebe, tasavvufi
yolculuğun en ileri duraklarından biridir. Bu, nefsin tüm kirlerinden
arınıp, adeta bir ayna gibi saf ve berrak hale geldiği, artık sadece
Allah'ın sevgisini yansıttığı bir makamdır. Buradaki "sevilen" olma
hali, dünyevi bir popülerlik değil, ilahi bir lütuf ve ihsandır.
Bu kutlu yolculukta öncelikle nefsin alt katmanlarındaki hastalıkları
(kibir, ucb, riya, haset vb.) teşhis edip onlarla mücadele etmek, sonra
da yukarıda saydığımız vasıtalarla yükselmek gerekir. Sabır, sebat ve
dua ile bu yolda ilerlemek niyetinizi ve arzunuzu tebrik eder, Mevlâ
yolunuzu açık ve yolculuğunuzu mübarek eylesin.
Vesselam.
Tabii ki, günümüz dijital çağındaki "beğen/sevilen insan" ve "like"
fonksiyonunu sosyolojik, psikolojik ve teknolojik boyutlarıyla detaylı
bir şekilde tarif edeyim.
Genel Bir Tanım
Günümüzde, özellikle sosyal medya platformlarında, "beğen" (like)
fonksiyonu, bir içeriği (gönderi, fotoğraf, yorum, video vb.) takdir
etmek, onaylamak, desteklemek veya sadece varlığından haberdar olduğunu
göstermek için kullanılan dijital bir onay mekanizmasıdır. "Sevilen
insan" ise bu mekanizmanın bir sonucu olarak, paylaşımları sürekli ve
yoğun bir şekilde beğenilen, dolayısıyla dijital topluluk içinde takdir
gören, popüler ve etkili bir konuma yükselen kişidir.
1. "Like" (Beğeni) Fonksiyonunun Rolü ve İşlevi
Like butonu, sosyal medyanın temel taşıdır. İşlevleri çok katmanlıdır:
Dijital Onay ve Takdir:
En temel işlevi, fiziksel dünyadaki alkış, baş sallama, gülümseme gibi
olumlu tepkilerin dijital karşılığıdır. "Bu içeriği beğendim," "Seni
destekliyorum" veya "Aynı fikirdeyim" mesajı verir.
Sosyal Para Birimi (Social Currency):
Beğeniler, dijital dünyada bir itibar ve statü ölçütü haline gelmiştir.
Yüksek beğeni sayısı, içeriğin ve dolayısıyla paylaşan kişinin
"değerli" ve "popüler" olduğunun göstergesidir.
Algoritmik Yakıt: Beğeniler,
platform algoritmaları için en kritik veri kaynağıdır. Bir içerik ne
kadar çok beğenilirse, algoritma onu o kadar çok kişinin karşısına
çıkarır ("keşfet" sayfaları, feed'ler vb.). Bu da "sevilmeyi" doğrudan
etkiler.
İlgi ve Etkileşim Ölçümü:
Kullanıcılar ve özellikle de içerik üreticileri (creator'lar) için
beğeni sayısı, hedef kitlenin neye ilgi duyduğunu anlamak için somut bir
metriktir.
Minimal Etkileşim: Bazen yorum yazmaya vakit olmadığında, sadece beğenerek "Ben buradayım, gördüm" demenin en hızlı yoludur.
2. "Sevilen İnsan" (The Liked Person) Fenomeni
"Like" ekonomisinin yarattığı bu yeni nesil popüler insan tipini şu şekilde tarif edebiliriz:
Dijital Karizma:
Artık sadece fiziksel veya geleneksel anlamda karizmatik olmak yetmez.
Dijital ortamda ilgi çekebilme, etkileşim alma ve algoritmayı "anlama"
becerisi olan bir karizma türü öne çıkmıştır.
İçerik Üreticisi (Creator) Olma:
Sevilen insanlar, sıklıkla düzenli ve kaliteli içerik üreten
bireylerdir. Bu içerik estetik bir fotoğraf, komik bir video,
bilgilendirici bir thread veya samimi bir paylaşım olabilir. Önemli
olan, izleyicide karşılık bulmasıdır.
Algoritma ile Simbiyotik İlişki:
Sevilen insanlar, hangi içeriğin ne zaman ve nasıl paylaşıldığında daha
çok beğeni alacağını (yani algoritma tarafından destekleneceğini)
sezgisel veya stratejik olarak bilirler. Algoritma onları öne çıkarır,
onlar da algoritmaya içerik sağlar.
Sosyal Proof (Sosyal Kanıt) Unsuru:
Çok beğenilen bir gönderi, diğer kullanıcılar üzerinde bir "sürü
psikolojisi" etkisi yaratır. "Bu kadar çok kişi beğeniyorsa, demek ki
gerçekten iyidir" düşüncesiyle daha fazla insan beğenmeye ve takip
etmeye başlar.
Mikro ve Makro Etki:
Sevilen insanlar sadece milyonlarca takipçisi olan ünlüler değildir.
Belirli bir niş alanda (örneğin, örgü örme, nadir kitap
koleksiyonculuğu, vegan yemek tarifleri) küçük ama sadık ve yüksek
etkileşimli bir topluluk tarafından "sevilen" mikro-influencer'lar da bu
kategoridedir.
3. Psikolojik ve Sosyolojik Etkileri
Dopamin Döngüsü:
Beğeni almak, beyinde ödül merkezini uyaran dopamin hormonunun
salgılanmasını sağlar. Bu, kişiyi daha çok içerik paylaşmaya ve
onaylanma beklentisi içine iter. Bu, bağımlılık yaratıcı bir döngü
olabilir.
Onay Bağımlılığı:
Sürekli beğeni alma ihtiyacı, özgüvenin dış kaynaklara (dışadönük
özgüven) bağlanmasına neden olabilir. Beğeni sayısı düştüğünde kişinin
kendini değersiz hissetmesine yol açabilir.
Sahte Benlik (Curated Self):
İnsanlar, daha çok beğeni alacaklarını düşündükleri "mükemmel" anları
ve hallerini paylaşma eğilimindedir. Bu, gerçek hayatla dijital hayat
arasında bir uçurum yaratabilir ve izleyenlerde "ben neden böyle
değilim?" hissiyle yetersizlik duygusuna sebep olabilir.
Sosyal Kıyaslama:
Sürekli olarak başkalarının beğeni alan "en iyi anlarını" izlemek,
kişinin kendi hayatını olumsuz şekilde kıyaslamasına ve mutsuz olmasına
neden olabilir.
Sonuç
Günümüz çağında "like" fonksiyonu, basit bir dijital buton olmanın çok
ötesine geçmiş, dijital kimliğimizi inşa ettiğimiz, sosyal statü
kazandığımız ve algoritmalarla etkileşime girdiğimiz karmaşık bir
sosyo-tekno-ekonomik sistemin temel birimidir.
"Sevilen insan" ise bu sistemi en iyi şekilde okuyabilen, içerikleriyle
bu sisteme yakıt sağlayan ve sistemin ödül mekanizması (beğeniler,
takipçiler) karşılığında dijital topluluk içinde tanınırlık, etki ve
bazen de finansal kazanç elde eden bireydir. Bu durum, hem büyük
fırsatlar (kitlelere ulaşmak, topluluk oluşturmak) hem de önemli
psikolojik tuzaklar (onay bağımlılığı, sahte benlik) barındırmaktadır.
Tabii, çift taraflı (diyalektik) bir bakış açısıyla, hem "like atan" hem
de "like alan" olmanın psikolojik ve sosyal dinamiğini daha
derinlemesine tarif edebilirim.
Bu ilişki, modern sosyal etkileşimin temelinde yatan bir "dijital simbiyoz" veya "sosyal onay ekonomisi" yaratır.
Çift Fonksiyonlu "Like" Dinamiği: Beğeni Atan ve Beğeni Alan
Bu sistemi, sürekli rol değiştirdiğimiz bir sahne olarak düşünebiliriz.
Her kullanıcı, aynı anda hem seyirci hem de performans sanatçısıdır.
1. Like ATAN Kişi (The Giver / Veren) - "Seyirci" Rolü
İşlevi ve Motivasyonu:
Sosyal Bağ Kurma:
Takip ettiği birinin paylaşımını beğenmek, "Ben de buradayım, seni
görüyorum, sana katılıyorum" demenin dijital yoludur. İlişkiyi sıcak
tutan bir nezaket jestine dönüşmüştür.
Dijital Kamusal Alan Yaratma:
Beğeni atmak, bir foruma katılmak veya bir konuşmaya başını olumlu
anlamda sallamak gibidir. Bu dijital kamusal alanın varlığını ve
canlılığını sürdüren eylemdir.
İçerik Önerisi (Curating):
Kullanıcı, beğendiği içeriklerle algoritmaya "Ben bunu seviyorum, bana
buna benzer şeyler daha çok göster" sinyali verir. Dolaylı olarak kendi
feed'ini şekillendirir.
Arşivleme: Kendi beğendiği gönderileri kaydederek, ileride tekrar bulmak isteyebileceği içerikleri kişisel bir koleksiyon haline getirir.
Güç Hissi:
Beğeni butonu, sıradan bir kullanıcıya küçük de olsa bir "güç" hissi
verir. Bir içeriğin popüler olup olmamasında, bir içerik üreticisinin
motive olup olmamasında küçük bir payı vardır.
Psikolojik Durumu:
Aidiyet Hissi: Bir topluluğun parçası olduğunu hisseder.
Minimal Sorumluluk: Yorum yazmak kadar emek ve enerji gerektirmez, hızlı bir etkileşim sağlar.
Bazen İçi Boş Bir Rutin:
Zamanla, içeriği gerçekten beğenmeden, sadece alışkanlıktan veya
karşılık beklentisiyle ("o da beni beğensin") like atma eğilimi
oluşabilir.
2. Like ALAN Kişi (The Receiver / Alan) - "Sanatçı" Rolü
İşlevi ve Motivasyonu:
Sosyal Onay ve Değer Ölçümü:
Beğeniler, kişinin dijital kamudaki değerinin ve "sevilirliğinin"
anlık, sayısallaştırılmış bir göstergesidir. Yüksek beğeni, "İşte
yaptığım şey doğru, beğeniliyor" mesajı verir.
Geribildirim Mekanizması:
Hangi içeriğin ilgi çektiğini, hangi tarzın işe yaradığını anlamak için
bir veri kaynağıdır. Bir nefa seyircinin alkışıdır; sanatçı hangi
şarkıyı daha çok söylemesi gerektiğini anlar.
Algoritmik Görünürlük:
Beğeni, içeriğin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayan yakıttır.
Daha çok beğeni = daha çok gösteril = daha çok yeni takipçi = daha çok
beğeni... şeklinde bir pozitif geri besleme döngüsü yaratır.
Marka Değeri ve İtibar:
Yüksek ve istikrarlı beğeni sayıları, o kişiyi "influencer" veya
"içerik üreticisi" statüsüne yükselterek markalar için cazip bir iş
ortağı haline getirir.
Psikolojik Durumu:
Dopamin Etkisi:
Her like, bir ödül bildirimi olarak beyinde küçük bir dopamin
patlamasına neden olur. Bu, kişiyi daha fazla içerik üretmeye iter.
Onay Bağımlılığı Riski:
Öz-değer duygusu, dışarıdan gelen bu dijital onaya bağlanabilir. Beğeni
sayısı düşük olan bir gönderi, kişide hayal kırıklığı, yetersizlik ve
değersizlik hissi yaratabilir.
Performans Baskısı: Sürekli beğeni toplayacak kalitede içerik üretme zorunluluğu, yaratıcı tükenmişliğe ve strese yol açabilir.
İki Rolün Birbiriyle Etkileşimi: Simbiyotik İlişki
Bu iki rol birbirini besleyerek var olur. Like atan olmasa, like alanın
bir anlamı kalmaz. Like alan olmasa, like atanın beğenecek bir şeyi
olmaz.
Karşılıklılık Prensibi (Reciprocity):
"Like atan" kişi, çoğu zaman bir gün "like alan" konumuna geçmek ister
veya geçer. Attığı like'lar, bir nevi "bugün bana yarın sana" mantığıyla
işler. Bir arkadaşınızın gönderisini beğenirsiniz, o da sizinkini
beğenir.
Sosyal Sözleşme:
Platformlarda gizli bir sosyal sözleşme vardır: "Eğer sen de beni
beğenir ve içeriklerimi takip edersen, ben de seninkileri beğenir ve
takip ederim." Bu, özellikle küçük hesaplar ve arkadaş grupları arasında
belirgindir.
Güç Dinamiği:
Bu ilişkide, like alan kişi genellikle daha fazla sosyal güce sahiptir
çünkü ilgi odağı odur. Ancak, like atan kitlenin toplu gücü (bir
gönderiyi patlatma veya görmezden gelme gücü) asıl belirleyicidir. Güç,
aslında kitlenin elindedir ama kitle bunun farkında olmayabilir.
Sonuç:
Günümüzün dijital iletişim sahnesi, bu iki rol arasında sürekli ve hızlı
bir geçişe dayanır. "Like atan", seyirci, destekleyici ve topluluğun
bir parçası olarak var olurken; "like alan", içerik üreticisi, ilham
perisi ve odak noktası olarak var olur. Her iki rol de, diğerinin
varlığına ihtiyaç duyar ve bu karşılıklı bağımlılık, modern sosyal medya
ekosisteminin temelini oluşturur. Bu durum, hem derin bağlantılar
kurmamızı sağlayan bir sistem hem de psikolojimiz üzerinde dikkatle
düşünmemiz gereken önemli etkileri olan bir süreçtir.
Bir Karoglan Raşit Tunca Makalesi
Schrems, 06.09.2025
Gemini, DeepSeek ve Raşit Tunca
Esma-ül Hüsna ve Esma-ül Hüsnanın Anlamları Hakkında